Yargıtay Kararı 16. Ceza Dairesi 2015/1240 E. 2015/3551 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1240
KARAR NO : 2015/3551
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/33359

TALEP :
Suç üstlenme suçundan sanık G.. Z..’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 270/1. maddesi uyarınca 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 16.04.2009 tarihli ve 2008/967 esas, 2009/512 sayılı kararı müteakip, sanığın aynı eylemi dolayısıyla yapılan yargılama sonucunda 5237 sayılı Kanunun 270/1, 62 ve 52. maddesi uyarınca 500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2009 tarihli ve 2008/936 esas, 2009/1345 sayılı kararıyla ilgili olarak;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/7. maddesinde “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.” hükmünün yer aldığı, dosya kapsamına göre sanık G.. Z..’nun 12.05.2008 tarihinde, suç üstlenme suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 27.05.2008 tarihli ve 2008/93634 soruşturma, 2008/26913 esas, 2008/7794 sayılı iddianame ile açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 270/1. maddesi uyarınca 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 16.04.2009 tarihli ve 2008/967 esas, 2009/512 sayılı karar verildiği, aynı sanığın aynı eylemi sebebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28.07.2008 tarihli ve 2008/93541 soruşturma, 2008/36253 esas, 2008/22515 sayılı iddianamesi ile açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2009 tarihli ve 2008/936 esas, 2009/1345 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 270/1, 62 ve 52. maddesi uyarınca 500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2009 tarihli kararın verildiği esnada aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm bulunduğundan, 5271 sayılı Kanunun 223/7. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığının 22.01.2015 tarih ve 2014-2042/5353 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.02.2015 tarih ve 2015/33359 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I) Olay:
a) Ankara (Kapatılan) 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 16.04.2009 tarih 2008/967 esas ve 2009/512 sayılı kararıyla, hükümlü G.. Z.. hakkında suç üstlenme suçundan TCK’nın 270/1 maddesi gereğince 1 ay hapis cezasına ve CMK’nın 231/5-7. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, karara itiraz edilmediğinden 24.04.2009 tarihinde kesinleştiği,
b) Aynı olay nedeniyle Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi 24.12.2009 tarih 2008/936 esas ve 2009/1345 sayılı kararıyla hükümlü G.. Z..’yu, suç üstlenme suçundan TCK’nın 270/1 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 25 gün hapis cezasının TCK’nın 52. maddesi gereğince çevrildiği 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdiği, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 13.03.2013 tarihli ilamıyla hükmün kesin nitelikte olması gerekçesiyle hükümlünün temyiz talebini reddettiği ve hükmün bu tarihte kesinleştiği anlaşılmıştır.
II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Aynı olay nedeniyle hükümlü G.. Z.. hakkında mükerrer dava bulunup bulunmadığına ilişkindir.
III) Hukuksal Değerlendirme:
CMK’nın 223. maddenin 7. fıkrasında; “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir” hükmüne yer verilmektedir.
İncelenen dosyada; hakkında taksirle yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulan K. O. G.’nin, 12.05.2008 tarihinde kullandığı araçla trafikte seyir halindeyken kaza yaptığı, aynı araçta bulunan hükümlü G.. Z..’nun olay yerine gelen görevlilere aracı kendisinin kullandığını söylediği olayda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlü hakkında suç üstlenme suçundan 2008/93634 numaralı dosya kapsamında yapılan soruşturmada 27.05.2008 tarih ve 2008/26913 esas sayılı iddianame ile dava açıldığı, 12.06.2008 tarihinde iddianame kabulüne karar veren Ankara (Kapatılan) 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 16.04.2009 tarih 2008/967 esas ve 2009/512 sayılı kararıyla hükümlü G.. Z.. hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Aynı olay nedeniyle yine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlü G.. Z.. hakkında suç üstelenme suçundan 2008/93541 numaralı dosya kapsamında yürüttüğü soruşturmada 28.07.2008 tarih ve 2008/36253 esas sayılı iddianame ile dava açıldığı, 06.08.2008 tarihinde iddianamenin kabulüne karar veren Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.12.2009 tarih 2008/936 esas ve 2009/1345 sayılı kararıyla, hükümlünün mahkumiyetine hükmedildiği tespit edilmiştir.
Aynı fiil nedeniyle hükümlü G.. Z.. hakkında daha önceden açılmış bir dava bulunduğundan Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin, açılan mükerrer davanın reddine karar vermesi yerine yargılamaya devamla mahkumiyete karar vermesi kanuna aykırılık teşkil etmektedir.
Bu itibarla haklı sebeplere dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
IV) Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.12.2009 tarih 2008/936 esas ve 2009/1345 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK’nın 309/4-a maddesi kapsamında bozma nedeni davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin olduğundan müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.