Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2021/901 E. 2021/2340 K. 31.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/901
KARAR NO : 2021/2340
KARAR TARİHİ : 31.05.2021

MAHKEMESİ :… Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi
DAVACILAR :1- … 2- … Vek. Av. …

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R
Asıl davada davacılar vekili, davalı kooperatifin 15/06/2014 tarihinde yapılan genel kurulunun yasanın aradığı şekil ve esas şartlarına uygun olmadığını, toplantı sırasında kavga çıktığını, bir çok üyenin toplantıyı terk ettiğini, yapılan çağrının usulüne uygun olmadığını, üye olmayan kişilerin toplantıya katıldıklarını, toplantıya katılanlara söz hakkı verilmediğini, sunulan bilanço ve faaliyet raporlarının açık biçimde tartışılamadığını ileri sürerek, 15/06/2014 tarihli genel kurul kararının iptalini dava ve talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, genel kuruda toplantı ve karar yeter sayısının sağlandığını, raporlar ve bilançonun okunduğunu, anlaşılamayan ve açık olmayan hususlar hakkında üyelere bilgi verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, davalı kooperatifin 14/06/2015 tarihinde yapılan genel kurulunun yasanın aradığı şekil ve esas şartlarına uygun olmadığını, yapılan çağrının usulüne uygun olmadığını, üye olmayan kişilerin toplantıya katıldıklarını, toplantıya katılanlara söz hakkı verilmediğini, muhalefet şerhlerinin yazılmadığını, sunulan bilanço ve faaliyet raporlarının açık biçimde tartışılamadığını ileri sürerek, 14/06/2015 tarihli genel kurul kararının iptalini dava ve talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen kararın, asıl davada davalı vekili ve birleşen davada davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesince, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile 15.06.2014 tarihli genel kurulun 3. ve 4. maddelerinin iptaline, 14.06.2015 tarihli genel kurulunun 6. maddesinin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine dair karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davada taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmediğinden asıl dava yönünden tüm temyiz itirazlarının reddine gerekmiş; birleşen davada ise davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Birleşen davanın konusu davalı kooperatifin 14.06.2015 tarihli genel kurul kararlarının yasanın aradığı şekil ve esas şartlarına uygun olmadığı gerekçesiyle iptali istemine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki bir hukuki uyuşmazlıkta olayların anlatımı ve taleplerin açıklanması taraflara HMK’nın 33. maddesi gereğince uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kurallarının belirlenmesi ile hukuki niteleme ve değerlendirme hakime aittir.
Bu kapsamda temyize konu … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi ilamında dava konusu 14.06.2015 tarihli genel kurulun 6. maddesinin görüşülmesinde 59 ortağın bulunduğu 7. maddenin görüşülmesinde toplantı yeter sayısı ile ilgili ayrı bir sayım yapılmadığına göre 7. maddenin görüşülmesinde de toplantıda 59 ortağın bulunduğu toplantı nisabının oluşmadığı kabul edilmiştir. 1063 sayılı Kooperatifler Kanununun 45/2. maddesindeki ‘’Genel Kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağırılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.’’ hükmü ile aynı Yasanın 51/1. maddesindeki ‘’Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.’’ hükümleri emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırı olarak yapılan toplantı ve alınan kararlar yok hükmündedir.
Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, genel kurul kararlarını sakatlayan hukuka aykırılıklar bakımından Dairemizin yerleşmiş içtihatları gereğince kararlar yoklukla malul, mutlak butlanla malul ve iptal edilebilir kararlar olarak üçe ayrılmaktadır. Emredici kurallara aykırı kararlar bakımından kararın şekil ve kurucu unsurları bakımından emredici kurallara aykırılık halinde (örneğin, toplantı ve karar yeter sayılarının bulunmaması) yokluk yaptırımı ile karşı karşıya kalacağı, maddi-öze ilişkin kanunun emredici kurallarına aykırılık halinde ise (örneğin, kararın ahlaka ve adaba aykırı olması, konusunun imkansız olması, kesin hükme ve kanunun emredici madde hukuk kurallarına aykırı olması) alınan kararların mutlak butlanla malul olacağı, kişisel hakları ilgilendiren ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı kararların ise iptal edilebilir kararlar olduğu kabul edilmektedir.
Bu kapsamda kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak toplantı yeter sayısı oluşmadan alınan kararların yok hükmünde olduğu bu kararlar bakımından taraflarca açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi kararların yok hükmünde olduğunun hakim tarafından re’sen nazara alınacağı bu kararlar bakımından dava açan üyenin genel kurula katılmış olması, karşı oy kullanması ve karara karşı muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılmasına ilişkin koşulların aranmayacağı, yok hükmünde olan kararların baştan itibaren hukuk aleminde varlık kazanmayacağı kabul edilmektedir. (Dairemizin 13.12.2018 tarih 2016/6131 Esas, 2018/5820 Karar, yine 03.10.2017 tarih 2015/7915 Esas, 2015/2501 Karar sayılı ilamlarında aynı husus vurgulanmıştır.)
Somut uyuşmazlıkta … Bölge Adliye Mahkemesince 14.06.2015 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 6. ve 7. maddelerinde toplantı nisabının oluşmadığı kabul edilmiş, ancak genel kurula katılıpta ret oyu vermeyen üyenin kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespitini istemesinin TMK’nın 2. maddesindeki dürüst davranma ilkesine aykırı olduğu kabul edilerek 7. maddede alınan karara her iki davacının, 6. maddede alınan kararın ise davacılardan …’ün ret oyu vermediği bu nedenle mutlak butlanla batıl olduğunun tespitini isteyemeyeceği, ancak 6. maddeye davacılardan …’ın ret oyu verdiği ve mutlak butlanla batıl olduğunun tespitini isteyebilceği kabul edilerek davacı …’ün davasının reddine, davacı …’ın ise sadece 6. maddenin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine ilişkin davasının kabulüne, diğer maddelere yönelik davasının ise reddine karar verilmiştir.
Halbuki yukarıda açıklandığı üzere, toplantı yeter sayısı bulunmadan alınan kararlar şekli bakımdan ve kurucu unsur bakımından emredici kurallara aykırı olduğundan alınan kararlar hukuk
aleminde hiçbir şekilde varlık kazanamayacağı, baştan itibaren geçersiz olduğu, geçmişe etkili olarak hüküm ve sonuçlarını doğuramayacağından bu kararlara karşı ret oyu verilmesi ve karşı oy gerekçesinin tutanağa yazılması koşulları aranmayacaktır.
Bu durumda 14.06.2015 tarihli genel kurulun gerek 6. maddesinde gerekse 7. maddesinde alınan kararlar, toplantı nisabının oluşmaması nedeniyle yok hükmünde olduğundan, alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti yönünde bir karar verilmesi gerekirken, davacı …’ün davasının reddine, yine davacı …’ın 6. madde dışındaki diğer maddelere yönelik davasının reddine ilişkin … Bölge Adliye Mahkemesi kararında isabet görülmediğinden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada taraf vekillerinin tüm, birleşen davada davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden birleşen davada davacılar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 31.05.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.