Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2021/685 E. 2021/1628 K. 13.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/685
KARAR NO : 2021/1628
KARAR TARİHİ : 13.04.2021

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; davalı kooperatif ile davalı … arasında yapılan iş sözleşmesi uyarınca davalı …’ın yapacağı iş karşılığında kendisine verilecek daireyi müvekkiline sattığını, tapuyu almak için sürekli davalılar ile görüştüğünü, ancak yaptıkları araştırmada dairenin davalı …’a satıldığını öğrendiklerini ileri sürerek, dairenin tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesiyle; dava konusu dairenin 1 numaralı daire olduğunu ferdileşme işlemi ile …’a devredildiğini, bu kişiden de başka kişilere tapu devrinin gerçekleştirildiğini belirterek, … ve …’ın davaya dahil edilmesini, davalılar …, … ve …’ye karşı açıkları davadan vazgeçtiklerini, tapu iptal ve tescil davasını ıslah ederek taşınmazın güncel değerine yönelik tazminat davasına çevirdiklerini, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 95.000,00 TL’nin yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava aşamasındaki beyanlarında davacı vekili; davalılar …, … ve … ve kooperatif hakkındaki davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Davalı … vekili; müvekkilinin daireyi malzemeli iç dış boya yapımı karşılığı kooperatif ile arasındaki sözlü anlaşma ile aldığını, dava konusunun zamanaşımına uğradığını, ıslaha muvafakatlerinin bulunmadığını, tapuya güven ilkesi gereği dairenin devrini aldığını, 1 yıl sonra da sattığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı …; dava konusunun zamanaşımına uğradığını, ıslaha muvafakatlerinin bulunmadığını, 5 yılın sonunda davaya dahil edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar Kooperatif, …, … ve … yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davalılar … ve … yönünden talebin özü itibariyle kooperatif yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin olduğu, davacı tarafça başlangıçta kooperatif aleyhine de dava açılmış olmasına rağmen daha sonradan kooperatif aleyhine açılan davadan feragat edildiğini, davacının alacağı için önce kooperatife müracaat ettiğine ya da kooperatif aleyhine alacağın tahsili davasında talebinin sonuçsuz kaldığına dair bir delil bulunmadığı, davacının davalı kooperatif yöneticilerine karşı açtığı davanın ancak alacağını kooperatiften tahsil edememesi halinde dinlenebileceği, davacı tarafından bu yönde bir işlem yapılmadığı gerekçesiyle bu davalılar yönünde de davanın reddine, davalı … yönünden taşınmazın Tescil İstem Belgesi ile … adına ferdileştirme işleminden tescil edildiği, bu davalı ile davacı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığı, davalının kooperatif yöneticisi de olmadığı, dairenin muvazaalı olarak devredildiği iddiasının yöntemine uygun delillerle ispat edilemediği, davacı tarafça dayanılan 29.05.2006 tarihli sözleşmenin alacağın temliki niteliğinde oluğu, bu nedenle davacıya ayni hak değil sadece kişisel hak sağladığı, bu talebin muhataplarının da davacının daireyi satın aldığı kişi, kooperatif veya kooperatiften tahsil imkanı kalmaz ise kooperatif yöneticileri olduğu, ancak bu davalının sayılan kişilerden hiçbiri olmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünde de davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, tazminat istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62/3. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludur. Anılan yasanın 98. maddesi hükmüne göre ise, özel yasada açıklık bulunmayan hallerde Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin hükümleri uygulanır. Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’ nun 309., 336’ncı maddelerinde yönetim kurulu üyelerinin şirket veya üçüncü kişilere verdikleri zararlar nedeniyle sorumluluk halleri düzenlenmiş, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilebilmesi için kusurlarının olması gerektiği vurgulanmıştır. Kooperatif yöneticileri 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla 6762 sayılı Ticaret Kanunu’nun 309., 336. maddesi uyarınca zarar gören kişiye karşı sorumludur. Somut olayda; davacının kooperatife karşı edimlerini yerine getirip getirmediği, alacaklı olup olmadığı bu şekilde bağımsız bölüme hak kazanıp kazanmadığı belirlenip eğer davacı veya davacıya bağımsız bölümü temlik eden buna hak kazanmış ise bu durumda davalı kooperatif yöneticilerinin yönetim görevlerini kusurlu davranışları ile yerine getirmemeleri halinde davacının zararını gidermekle yükümlü olduğu hususu üzerinde durulup yöneticiler … ve …’nın davacının zararından sorumlu olup olmadığı belirlenmesi gerekirken asıl sorumlunun kooperatif olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,13.04.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.