YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/996
KARAR NO : 2020/3320
KARAR TARİHİ : 23.12.2020
Mahkemesi :… Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi :… Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş, duruşma talebi kabul edilerek 08.12.2020 tarihinde yapılan duruşmaya davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat Barış Okcuoğlu geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuş, … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce başvurunun esastan reddine dair verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Davacı davasında; davalı şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir borç ilişkisinin olmadığını, davalı şirketin başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2017/22173 Esas sayılı dosyası içerisinde yer alan faturalara karşılık davalıya banka havale yolu ve çek aracılığı ile toplamda 525.504,00 TL ödeme yapıldığını ve faturalar imza yoluyla kapatılmış olmasına rağmen davalı şirketin faturaları icra takibine konu ettiğini, müvekkili şirketin davalı firmaya yaptığı ödemelerin dışında elden ve nakden de ödemeler yaptığını, tarafların aralarındaki borç ilişkisinin sona erdiğini, davalı tarafın takip konusu faturaları elden, banka havale ve çek aracılığı ile ödediğini, bu nedenle takip konusu faturaların kapalı olarak düzenlendiğini ve tarafların kayıtlarına işlendiğini, davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında; takibe konu meblağın fatura tutarından davacı borçlunun 750.175,10 TL ödemesi düşüldükten sonra 370.175,10 TL üzerinden takip yapıldığını, davacı borçlunun yaptığı iddia ettiği bir kısım ödemeleri kabul ettiklerini, bir kısmına itiraz ettiklerini, kabul ettikleri kısımların ise zaten fatura tutarlarından mahsup edildiğini, kapalı fatura iddiasının da davada yerinin olmadığını belirterek davanın reddini ve davacının %20 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı tarafın kapalı faturaların aksini kesin delillerle ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, takip konusu alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1642 Esas 2019/1778 Karar sayılı 24.12.2019 günlü kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Kapalı fatura düzenlenmiş olması ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesinin kabul ettiği gibi fatura bedelinin ödendiğine dair karine teşkil eder ise de aksinin ispatı mümkündür. Davacı tarafça birden fazla olan takip dayanağı faturalara mahsuben, makbuz, banka kayıtları ve çekleri ibraz edilmiştir. Takip dayanağı olan fatura ya da faturalardan sonra o faturada yazılı miktar için kısmen ödeme olması halinde, bedelinin ödenmiş olması nedeniyle kapalı olarak düzenlenmiş faturaya dayalı tekrar ödeme yapılması beklenemeyeceği ve hayatın olağan akışına aykırı olduğundan kapalı fatura karinesine dayanılamayacağı, aksinin ispatlandığının kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının yaptığını kanıtladığı ödemelerin tarihlerinin dikkate alınıp, tarafların beyanını da almak suretiyle, hangi faturalara mahsuben yapıldığı hususu da araştırılıp, fatura tarihinden sonra yapılan ödemenin ilişkin olduğu faturalar yönünden kapalı fatura karinesini çürüttüğünden ve diğerleri yönünden de kapalı fatura karinesinden hareketle bir karar verilmesi ve yine dosya kapsamına göre, davalının icra takibinde haksız olduğu kabul edilse dahi ayrıca kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından İ.İ.K. 72/V maddesine göre koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, hükmün bozulması uygun görülmüştür.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının kabulüyle … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/1642 Esas 2019/1778 Karar sayılı ve 24.12.2019 günlü kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün davalı yararına BOZULMASINA, 3.050,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 267,80 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine,
6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 23.12.2020 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.