Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2020/3061 E. 2021/527 K. 25.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3061
KARAR NO : 2021/527
KARAR TARİHİ : 25.02.2021

MAHKEMESİ:Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalılar … ve … vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise tazminat taleplerine ilişkindir.Davalı arsa sahibi …, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, diğer davalı …, tapuya iyi niyetle malik olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur. Davalı yüklenici …, davacının dayandığı temlik işleminin doğru olduğunu bildirmiştir.Mahkemece 14. Hukuk Dairesinin 28.12.2010 tarih ve 2010/12329 esas – 2010/14814 karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile 62.802,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, verilen karar davalı yüklenici … vekili ile davalı arsa sahibi … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, özellikle mahkemenin davalı yüklenici …’ten 62.807,00 ₺ tazminatın tahsiline dair verdiği 13.05.2010 tarih ve 2009/970 esas- 2010/195 karar sayılı kararının sadece davacı tarafından temyiz edilmiş olması, bunun üzerine 14. Hukuk Dairesinin 28.12.2010 tarihli ilamı ile kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiş olması, anılan kararı davalı … temyiz etmediğinden hüküm altına alınan miktar bakımından davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğunun anlaşılmasına göre davalı … vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davalı arsa sahibi … vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosya kapsamından, davacının, arsa sahibiyle yüklenici arasında düzenlenen 09.01.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan 5 Nolu bağımsız bölümü yükleniciden temlik aldığı, temlik sözleşmesine konu anılan bağımsız bölümün davalı arsa sahibi tarafından davalı …’e 10.09.1999 tarihinde tapuda devredildiği, taşınmaz davalı … adına tapuda kayıtlı iken 21.03.2012 tarihli cebri satış işlemi ile dava dışı … adına tescil edildiği, daha sonra ise 30.05.2012 tarihli satış işlemi ile dava dışı … adına tescil edildiği, böylece temlik sözleşmesinin davacı bakımından ademi ifa ile sonuçlandığı anlaşılmaktadır.
Temlik sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 96. maddesine göre alacaklının hakkını kısmen veya tamamen elde edemediği durumlarda, borçlunun bundan dolayı uğrayacağı zararların tazmini gerekir. Davadaki ikinci kademedeki istemin hukuki temeli de 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 96. maddesidir. Bu maddede “Alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu, kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur” Hükmüne yer verilmiştir. Ödenmesi gereken tazminatın nedeni borçlunun taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü genellikle bir akde dayanır. Onun için buna “akdi tazminat” borçlunun sorumluluğuna da “akdi sorumluluk”, denilir. Alacaklının buradaki zararı müspet zarardır. Nitekim bilirkişiler dava tarihindeki davacının ademi ifa yani, borcun ifa edilmemesinden ötürü uğradığı zararı temlike konu 5 Nolu bağımsız bölümün dava tarihindeki değeri olarak 62.807,90 TL bulmuştur (Davacı vekili 22.12.2016 havale tarihli dilekçesinde 62.802,00 TL’nin tahsilini istemiştir.) Buradaki borç bir sözleşmeden kaynaklanmış olduğundan tazminatın muhatabı, sözleşmeyi imzalayan ancak sözleşmedeki borcunu yerine getirmeyen taraftır. Mahkemece 5 Nolu bağımsız bölümün dava tarihindeki rayiç değerinden (davacının talebi ile bağlı kalınarak 62.802,00 TL’den) diğer davalılar yanında davalı arsa sahibi de sorumlu tutulmuştur. Temlik sözleşmesi davacı … ile davalılardan yüklenici … arasında düzenlenmiş olup, sözleşmede davalı arsa sahibi …’ın bağlayıcı bir imzası bulunmadığından, hüküm altına alınan tazminat miktarından davacının akidi olmayan arsa malikinin de sorumlu tutulması doğru olmamıştır. Öte yandan yine dosya kapsamında yüklenici tarafından arsa sahibi aleyhine, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye isabet eden bağımsız bölümlerin tapu iptali ve tescili ile tazminat talebini içeren … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/329 esasına kayıtlı olarak açılan davada, davalı olan arsa sahibi … tarafından da karşı dava açılarak sözleşmenin geriye etkili feshi ile gecikme cezası, eksik işler bedeli ve başka bir sözleşme gereğince yükleniciye verilen daire ve arsanın değerlerinin yüklenici alacağından mahsubu ile fazla alacağın çıkması halinde tahsilinin istendiği, mahkemece 29.05.2014 tarihinde verilen karar ile asıl davada tapu iptali ve tescil hükmü yanında 5 Nolu bağımsız bölümünde içinde yer aldığı 4 adet bağımsız bölümün her birinin dava tarihindeki değeri olan 12.850,00 TL’den toplam 51.400,00 TL’nin davalı arsa sahibi …’dan tahsili ile yüklenici …’e verilmesine, karşı davanın da kısmen kabulüne karar verildiği, kararın derecattan geçerek 08.02.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi kesinleşen bu kararda, temlik sözleşmesine konu 5 Nolu bağımsız bölümün o dava tarihindeki değerinin arsa sahibinden tahsili ile yükleniciye verilmesine karar verilmiş olup, eldeki temyize konu davada aynı bağımsız bölümün bedelinden arsa sahibinin de sorumlu tutulması halinde, davalı arsa sahibi 5 Nolu bağımsız bölümün değeri bakımından hem yükleniciye hem de yükleniciden 5 Nolu bağımsız bölümü temlik alan davacı …’a mükerrer olarak ödemede bulunmuş olacaktır. Davalı arsa sahibinin eldeki davada 5 Nolu bağımsız bölümün dava tarihindeki rayiç bedelinden sorumlu tutulması, bu nedenle de, doğru olmayıp kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı …’in tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı arsa sahibi …’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı … yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı …’ten alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 25.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.