Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2020/2387 E. 2021/558 K. 01.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2387
KARAR NO : 2021/558
KARAR TARİHİ : 01.03.2021

MAHKEMESİ:… Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili ve katılma yoluyla davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R –
Dava eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafça istinaf edilmesi sonucunda … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin 2018/1079 Esas 2020/497 Karar ve 08.06.2020 tarihli kararı ile davalı kurumun istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına, takibin 149.196,00-TL asıl alacak yönünden devamına dair verilen karar, taraf vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Davacı yüklenici vekili; yaptıkları işe karşılık 249.196,75 TL meblağlı fatura bedelinin tahsili için davalı kurum aleyhine icra takibinde bulunduklarını, davalı kurumun parayı ödediğini iddia ettiğini, ancak müvekkil şirketin herhangi bir ödeme almadığını, davalı kurumun ödeme yaptığını iddia ettiği … adlı şahsın hiçbir surette para almaya veya para kabulüne yetkili olmadığını, müvekkil şirketin … adlı şahısa verdiği vekaletnamede ahzu kabz yetkisinin bulunmadığını, … İcra Müdürlüğünün durdurma kararının iptali ile icranın devamına ve borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle % 20 tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiş; davalı vekili cevap dilekçesi vermemiş, ancak aşamalardaki beyanlarında şirket yetkilisi …’ın da imzaya yetkili olduğuna dair yetki belgesi bulunduğunu, önceki hak edişlerde bildirdikleri yazılı hesap numarası davacı şirkete ait iken, son hak edişte bildirdiği hesap numarasının dava dışı …’a ait olduğu, fakat kurum olarak taraflarına bildirilen hesap numarasına ödeme yapmakla yükümlü olduklarını, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece dava dışı …’ın vekaletnamesinde ahzu kabz yetkisinin açıkça belirtilmediği, yetkisiz vekile ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf itirazında bulunmuştur….Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, istinaf dilekçesi ekinde dava dışı …’ın davacı şirkete kendisine yapılan ödemeden 100.000,00 TL’sini ödediğine ilişkin banka dekontunun sunulduğu ve bu ödemenin yapılan iş ile ilgili olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne, … İcra Müdürlüğü’nün 2017/2 sayılı dosyasına yönelik davalı itirazının kısmen iptali ile takibin 149.196,00-TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya dair talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin takip tarihindeki takip miktarına göre alacak likit olmadığından reddine karar vermiştir. Bu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı tarafın temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasında eser sözleşmesinin varlığı, davacı yüklenicinin edimini yerine getirdiği, takip talebine ekli faturalarda yazılı imalâtları yüklenicinin gerçekleştirdiği ve bedellerine hak kazandığı konusu ihtilâflı değildir. Uyuşmazlık, ödeme miktarı ve bunun sonucu kalan alacak miktarı konusundadır.Davalı iş sahibi vekili, …’a yapılan ödemeleri gösterir, Ziraat Bankası dekontları ve önceki hakedişe esas faturaları ve bu faturalara karşılık yapılan ödeme belgelerini sunmuştur. Yine davalı vekili ödeme yapılan bu şahsın davacı şirketin yetkilisi, sorumlusu olduğunu ileri sürmektedir. Dava dosyasında bulunan … 4. Noterliği’nde düzenlenen 15.10.2012 gün, 06012 yevmiye nolu vekâletname ve ekindeki imza sirkülerinden …’ın davacı şirketin yetkili temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır.Ödemelerin yapıldığı tarihlerde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 40. maddesi 1. fıkrasında, yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçlarının doğrudan doğruya temsil olunanı bağlayacağı hükmü getirilmiştir. Buna göre yetkili temsilci tarafından yapılan hukuki muamelede doğan alacak ve borçlardan, temsil olunan sorumlu olacaktır. Taraf adına hukuki muamelede bulunan kimse yetkili değilse, imzalayan şahsın şahsen sorumluluğu söz konusu olur ise de temsil edildiği taraf sorumlu tutulamayacaktır. Ancak aynı Yasa’nın 46. maddesinde bir kimsenin yetkisi olmadığı halde temsilci olarak bir işlem yapması halinde, bu işlemin ancak onandığı takdirde temsil olunanı bağlayacağı kabul edilmiştir. Bu madde uyarınca bir kimse yetkili olmadığı halde başkası adına bir hukuki işlem yapmış ise temsil olunanın sonradan icazet vermesi ya da yapılan hukuki işlemi benimsemesi halinde, baştan itibaren hukuki işlem geçerli ve temsil olunanı bağlayıcı olacaktır.Mahkemece dava kabul edilmiş ise de; dosya kapsamına göre dava dışı …’ın ihtilafsız dönemlerde davacı şirket adına işlemler yaptığı, bunun yanında davaya konu 30.11.2015 tarih ve 211341 sayılı faturanın da davacı şirket tarafından düzenlendiği ve fatura üzerindeki hesap numarasına ödeme yapıldığı, bu durumda dava dışı Remzi Kocihan’ın temsilci olarak hareket ettiği ve yine bu şahsın işlemlerinin davacı tarafça benimsenip onandığı, TBK’nın 46. maddesi gereğince yetkisi olmayan kimsenin temsilci olarak işlem yapması halinde bu işlem onanıp benimsendiği takdirde temsil olunanı bağlayacağından davanın reddi gerekirken yanlış değerlendirme ile kabulü doğru olmamıştır.Belirtilen sebeplerle kararın bozulması uygun görülmüştür.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi hükmünün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçtan mahsubu ile artan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, katıma yoluyla temyiz eden davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 01.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.