Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2020/2250 E. 2020/3330 K. 24.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2250
KARAR NO : 2020/3330
KARAR TARİHİ : 24.12.2020

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki asıl ve birleşen dosya davalıları …101 Evler Konut Yapı Kooperatifi, … ve … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl davada, davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili davacının davalı kooperatiften satın aldığı Büyükçiğli Mahallesi 22051 ada 1 parsel üzerinde bulunan binanın zemin katındaki köşe dükkanın gerçek tapu kaydı mesahası ve numaratajının mahkemece tespiti, kayden kooperatif ya da arsa sahipleri adına tapuya kayıtlı olduğuna bakılmaksızın mevcut tapu kaydının iptâli ile davacı adına tescili, bu talep kabul görmezse davacının ödediği 35.000,00 TL’nin satışın yapıldığı ve paranın ödendiği 28.05.2004 tarihinden itibaren en yüksek ticari faiz oranları ile kooperatiften ve işlemi yapan yönetim kurulu üyeleri … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili, 10.000,00 TL manevi zarar, 5.000,00 TL kira kaybı ile 10.000,00 TL çektiği kredi nedeniyle uğradığı zararın kooperatiften ve yönetim kurulu üyeleri … ve …’dan müştereken müteselsilen yasal faizi ile tahsilini istemiş, birleşen Karşıyaka 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/195 Esas sayılı davasında ise, 51.500,00 TL kira alacağının ve davalıların tapuda davacıya sattıkları dükkanı 18.06.2004 tarihinde bitirip eksiksiz teslim etmemeleri nedeniyle eksik imalât ve inşaat bedeli alacağı 11.246,00 TL’nin davalılar kooperatif ve kooperatif yönetim kurulu üyeleri … ve …’dan müştereken müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece asıl davada, Çiğli ilçesi Büyükçiğli Mahallesi 22051 ada 1 parsel C blok zemin kat irtifak tapularının iptâli ile fiili duruma uygun olarak yeniden kat irtifakı tesisine yönelik talebi yönünden dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, değer düşüklüğü konusundaki tazminat talebinin kısmen kabulüne, kira kaybına ilişkin alacak talebinin kabulüne, banka kredi faiziyle ilgili zarara yönelik tazminat talebi ile manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davada ise eksik işler bedeli ile kira kaybına ilişkin talebin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalılar kooperatif ile … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen dosya davalısı kooperatifin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece kararın hüküm fıkrasının I/A bendinde asıl dava bakımından “İzmir ili Çiğli İlçesi Büyükçiğli Mahallesi 22051 ada 1 parsel C blok zemin kat irtifak tapularının iptâli ile fiili duruma uygun olarak yeniden kat irtifakı tesisine yönelik talep yönünden dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine” karar verilmiştir. Oysa dava dosyasının safahatı incelendiğinde; davacı … tarafından 01.02.2008 tarihinde yüklenici 101 Evler yapı kooperatifi ile arsa sahibi 7 gerçek kişi aleyhine davacının kooperatiften satın aldığı köşe dükkanın tapu kaydında Büyükçiğli Mahallesi 22051 ada 1 parsel sayısı taşınmaz üzerinde bulunan zemin kat 9 (26/A) şeklinde tanımlanan dükkan olduğunun ve numaratajının kayıttaki 9 (26/A) olduğunun tespiti, olmadığı takdirde tapu kaydındaki yeni numaratajın mahkemece tespiti talepli olarak dava açıldığı, davanın Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/47 Esasına kaydedildiği, yargılama sırasında davacının 05.11.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile “C blok zemin kat irtifak tapularının iptâli ile fiili duruma ve 20.11.2003 tarihli numarataj ve tadilat projesine göre yeniden kat irtifakının tesisi” şeklinde ıslah edildiği, yine yargılama sırasında 31.07.2009 tarihinde Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/70 Esas sayılı dava dosyasının (eldeki temyize konu asıl dava dosyasının ilk esas numarası) aradaki irtibat nedeniyle 2008/47 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine, yargılamanın 2008/47 Esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda 13.07.2012 tarihinde 2008/47 Esas sayılı asıl davanın reddine, birleşen 2009/70 Esas sayılı davadaki talepler yönünden ise kısmen kabul kısmen ret kararı verildiği kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 04.02.2014 tarihli bozma ilamı ile “Asıl davada (2008/47 Esas) taraflar arasındaki uyuşmazlığın kat mülkiyeti yasasından kaynaklandığı, birleştirilen (2009/70 Esas) sayılı davanın ise genel hükümlere tabi olduğu, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’nın Ek-1 maddesine göre yasanın uygulanmasından doğan her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümleneceğinden, mahkemece asıl davaya sulh mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, birleştirilen davada ise asıl davanın sonucunun beklenmesi gerektiği” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma üzerine mahkemece bozmaya uyularak asıl dava yönünden davanın usulden reddi ile görevli mahkemenin Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna, kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulduğunda dosyanın görevli Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, birleştirilen davanın ise tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş, asıl dava yönünden dosya süresinde başvuru üzerine Karşıyaka 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilerek anılan mahkemenin 2014/1447 Esasına kaydedilmiş, birleştirilen 2009/70 Esas sayılı dosya ise tefrik edilmiş ve Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/691 Esasına kaydedilerek eldeki temyiz istemine konu asıl dava dosyası haline gelmiştir. Karşıyaka 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1447 Esas sayılı dosyasında “C blok zemin kat irtifak tapularının iptâli ile fiili duruma ve 20.11.2003 tarihli numarataj ve tadilat projesine göre yeniden kat irtifakı tesisi” talebi usul ve kanuna uygun görülmeyerek 17.03.2016 tarihinde davanın reddine karar verilmiş, verilen kararın temyiz edilmeksizin 10.09.2018 tarihinde kesinleştiği mahkeme kararına verilen 24.09.2018 tarihli kesinleşme şerhinden anlaşılmıştır.
Bu durumda az yukarıda açıklanan dosya safahatından da görüleceği üzere, 2008/47 Esas sayılı dava dosyasında davacı … Sosyal vekili tarafından verilen ıslah dilekçesi ile “C blok zemin kat irtifak tapularının iptâli ile fiili duruma ve 20.11.2003 tarihli numarataj ve tadilat projesine göre yeniden kat irtifakının tesisi” talep edilmiş olup 18. Hukuk Dairesi’nin 04.02.2014 tarihli bozma ilamı üzerine, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Karşıyaka 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce dava reddedilerek karar temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden (anılan talep ile ilgili kesinleşmiş bir karar mevcut olduğundan) mahkemece eldeki temyize konu asıl davada söz konusu taleple ilgili “İzmir ili Çiğli İlçesi Büyükçiğli Mahallesi 22051 ada 1 parsel C blok zemin kat irtifak tapularının iptâli ile fiili duruma uygun olarak yeniden kat irtifakı tesisine yönelik talebi yönünden dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine” şeklinde tefrik kararı verilmesi doğru olmamıştır.
3-Davalılar … ve …’nın temyiz itirazlarına gelince;
Asıl ve birleşen davada davalı olan yüklenici kooperatif ile davacı arasında “…C blok zemin katında kooperatife ait yaklaşık 43 m2 dükkanın” 34.000,00 TL bedelle davacıya satışı konusunda tutanak başlıklı sözleşme düzenlenmiş, yine 28.05.2004 tarihli belgeye göre C blok zemin katta bulunan dükkanın 18 Haziran 2004 tarihinde davacı …’a teslimini dava dışı müteahhitler taahhüt etmişler, anılan belgeyi “Müteahhitlerin vermiş olduğu yukarıdaki taahhütü kooperatif olarak biz de taahhüt ederiz.” açıklamasını davalı kooperatif de imzalamıştır. Asıl ve birleşen davada davalı yüklenici kooperatif, sözleşmede devri kararlaştırılan yere göre daha az değerli bir bağımsız bölümü tapuda devretmesi sonucu dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 96. maddesine göre sözleşmeye aykırılık sebebiyle sorumludur. Asıl ve birleşen davada davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki savunmalarında bu davalıların davacıya dükkan satışı ile ilgileri olmadığını ileri sürerek husumet itirazında bulunmuştur. Mahkemece davalılar … ve …’nın haksız fiil hükümlerine göre oluşan zarardan sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
Usul hukukuna ilişkin yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirilecek olursa davacıya dükkan satımına ilişkin sözleşme, davacı ile davalı kooperatif arasında imzalanmış, 28.05.2004 tarihli taahhütnamede de dava dışı müteahhitlerin verdiği taahhütle birlikte kooperatifin de taahhütte bulunduğu belirtilmiştir. Kooperatif yöneticisi olan davalıların müşterek borçlu, müteselsil kefil, garanti eden, yahut yüklenici kooperatifin fiilini taahhüt eden şeklinde davalı kooperatifle birlikte borçlu olduklarını gösteren yazılı bir delil ve belge bulunmamaktadır. Bu davalıların haksız fiil hükümlerine göre sorumlu tutulabilmeleri için gereken nedenler de yasal delillerle kanıtlanamamıştır.
Bu durumda mahkemece asıl ve birleşen davada davalılar … ve … hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davalı kooperatifle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı olan kooperatifin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı kooperatif yararına, 3. bent uyarınca davalılar … ve … yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalıları SS Çiğli 101 Evler Konut Yapı Kooperatifi, … ve …’a iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.