Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2020/1803 E. 2021/617 K. 03.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1803
KARAR NO : 2021/617
KARAR TARİHİ : 03.03.2021

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı-karşı davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R –
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, karşı dava ise eksik ve kusurlu iş bedeli, gecikme tazminatı ve nefaset nedeniyle alacak istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 08.04.2011 tarihli sözleşmeye göre müvekkili tarafından inşaatın tamamlanarak 25.06.2013 tarihinde yapı kullanım izin belgesinin alındığını ve dairelerin 23.09.2013 tarihinde teslim edildiğini, 11.04.2011 tarihli ek protokol gereğince davalı arsa sahiplerine teminat olarak verilen toplam 600.000,00 TL tutarlı 3 adet çekin iade edilmediği gibi müvekkiline verilmesi gereken iki adet dairenin satış yetkilerinin de verilmediğini ileri sürerek, 3 adet çekten dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; satış yetkisi verilmeyen 2 adet dairenin müvekkillerinin zararına karşılık güvence olarak tutulduğunu, dava konusu edilen teminat çeklerini iadeye hazır olduklarını savunarak, asıl davanın reddini talep etmiş, karşı davada ise; müvekkillerine ait 12 daire ile ortak alanlardaki eksik ve kusurlu işlerin giderim bedeli, molozların kaldırılması bedeli, nefaset bedeli ve gecikmeden kaynaklı zararlar ile tespit davası nedeniyle yaptıkları masrafların bedeli olmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 150.000,00 TL’nin reeskont faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 22.05.2015 tarihli duruşmada teminat çekleri iade edilmiştir. Mahkemece; asıl dava konusu 3 adet çekin taraflar arasında düzenlenen ek protokol kapsamında yüklenicinin edimlerini süresinde ve eksiksiz olarak yerine getirmesinin teminatı olarak arsa sahiplerine verildiği, bu çeklerin dava açıldıktan sonra davalı tarafça yükleniciye iade edildiği, bu nedenle çekler ile ilgili asıl davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava bakımından ise 14.589,47 TL eksik ve ayıplı iş bedelinin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı-karşı davacı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı-karşı davalı yüklenici tarafından davalı-karşı davacı arsa sahiplerine verilen üç adet teminat senedi yargılamadan sonra iade edilmiş ise de; yapılan yargılama sırasında eksiklerin tamamlanmadığı, karşı davada eksik ve kusurlu işler bedelinin davalı yükleniciden tahsiline karar verildiği dikkate alındığında davalı-karşı davacı arsa sahiplerinin davanın açılmasına sebebiyet vermedikleri anlaşıldığından aleyhlerine nisbi oranda vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır.
Ayrıca taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12/3. maddesine göre her çeşit imâl ve inşaa işleri ticari iş sayıldığından eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâflarda 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/II. maddesi uyarınca avans faizi talep edilebilir. Bununla birlikte karşı davacı arsa sahipleri dava dilekçesinde avans faiz oranından daha az oranda olan reeskont oranında faiz istemekte haklı olduğuna göre, mahkemece kabul edilen alacağa dava tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanması gerekirken yasal faiz uygulanması da isabetli olmamıştır. Bu nedenlerle kararın bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 Sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın hüküm kısmının 2. bendinin 2. satırında yer alan “yasal” kelimesinin çıkarılmasına, yerine “reeskont” kelimesinin yazılmasına, 6. bendinin karardan çıkartılarak yerine “Davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 03.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.