Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2020/1547 E. 2020/2774 K. 14.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1547
KARAR NO : 2020/2774
KARAR TARİHİ : 14.10.2020

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli, kâr kaybı ve teminat mektuplarının iadesi davaları sonucunda hükmedilen alacakların zamanında tahsil edilememesi sebebiyle uğranılan munzam zarar alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslahla artırılan miktar da dikkate alınarak davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 28.11.2018 tarih, 2018/3499 Esas ve 2018/4739 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, 1.165.518,32 TL’nin 27.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece bozma ilâmına uyulduğuna göre davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gereğince bozma uyarınca işlem yapmak zorunlu hale gelmiştir. Dairemiz bozma ilâmında temerrüt tarihleri ile tahsil tarihlerindeki bozma ilâmında belirtilen yatırım araçlarından oluşturulan sepete dahil olacak unsurlar tespit edildikten sonra, tahsiline karar verilen alacakların temerrüt tarihleri itibariyle bu yatırım araçlarından oluşturulacak sepete yatırılması halinde tahsil tarihleri itibariyle ulaşabileceği miktarın hesaplattırılıp, bulunacak bu miktardan davalarda kabul edilen alacakların temerrüt faizi ile tahsil edilen miktarı hesaplattırılıp, faizle karşılanmayan munzam zarar miktarı hesaplanması gerekeceğine işaret edilmiş olup, mahkemece alınan ek raporda munzam zarar talep edilen davalarda hükmedilen alacaklarla ilgili temerrüt tarihleri farklı olduğu halde, tüm alacaklar için temerrüt tarihinin 14.08.2007 esas alınarak hesaplama yapılmış olması uyulan bozma ilâmına aykırı olmuştur.
Ankara 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.05.2009 tarih, 2007/334 Esas ve 2009/150 Karar sayılı kararında 1.122.640,77 TL alacağın 14.08.2007, 40.462,62 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, 1.122.640,77 TL alacak bakımından temerrüt tarihi 14.08.2007, 40.462,62 TL bakımından temerrüt tarihi ise 16.08.2007’dir. Yine Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 28.01.2015 tarih, 20012/384 Esas ve 2015/30 Karar sayılı karar ile 560.076,12 TL alacağın temerrüt, 49.674,37 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, Dairemizin 28.09.2016 tarih, 2016/3022 Esas ve 2016/4060 Karar sayılı kararı ile temerrüt tarihleri bakımından düzelterek onanmış olup, 560.076,12 TL alacak bakımından temerrüt tarihi 13.03.2011, 49.674,37 TL bakımından temerrüt tarihi ise 25.000,00 TL için 24.07.2012, 24.674,37 TL için ise 10.12.2014’tür. Mahkemece her bir alacak için ayrı ayrı tespit edilen temerrüt tarihlerinden tahsil tarihlerine kadar yatırım araçlarından oluşacak sepete tahsil edilecek alacağın yatırılması halinde bulunacak asıl alacak ve kazanç miktarı hesaplattırılıp, bunların toplamından dayanak davalarda kabul edilen alacakların hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte ödenen kısmı düşülerek davacının isteyebileceği faizle karşılanmayan zarar miktarı konusunda hükme esas alınan bilirkişi kurulundan gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 267,80 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.