YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1225
KARAR NO : 2021/484
KARAR TARİHİ : 24.02.2021
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R –
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğine dayalı olarak verilen bedelin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.Davacı vekili, davalıların miras bırakanı olan … ile aralarında 30.11.2004 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, arsa sahibi muris … ‘in sözleşmede kendisine kalacak dairelerden bir tanesini o günkü piyasa değeriyle kendisine sattığını, sonradan arsa sahipleriyle aralarındaki sözleşmenin kesinleşen mahkeme kararı ile feshedildiğini, bu nedenle tarafların sözleşme gereği aldıklarını iade etmeleri gerektiğini, ancak davalıların murislerinin aldığı daire bedelini iade etmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 2.500,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 200.930,00 TL’nin 30.11.2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunmuş, taraflar arasında sözleşme düzenlendiğini, ancak davacı müteahhidin sözleşmede belirtilen süreler geçtiği halde inşaata başlamamış olduğunu, sözleşmede cezai şartlar başlıklı maddede alıcı müteahhidin işi haksız yere terki ve bırakması halinde arsa sahibine verdiği bir daire bedelinden vazgeçmiş sayılacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma öncesi alınan raporların usul ve yasaya uygun olduğu, alacak miktarının 200.930,00 TL olarak hesaplandığı belirlenerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğine dayalı olarak verilen bedelin tahsili istemini ilişkindir.Sözleşmenin geçersizliği durumunda taraflar, sözleşmenin ifasını isteyemez ve birbirlerini ifaya zorlayamazlar. Geçersiz sözleşmeye dayanarak, birbirlerinden müsbet zararlarını ve menfi zararlarını talep edemezler, ancak, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak, birbirlerine verdiklerini talep edebilirler. 818 Sayılı BK’nın 61/2. maddesinde (TBK 77.) bu kural “…muteber olmayan…bir sebebe istinaden ahzolunan şeyin iadesi lazımdır.” şeklinde ifade edilmiştir. Burada borç sebebi gerçekleşmediği halde, iş sahibinin malvarlığından bir zenginleşme, yüklenicinin malvarlığında ise bir azalma söz konusudur.
Davacı tarafça, 12.11.2015 tarihli duruşmada davalıya 100.000,00 TL ödeme yaptığını beyan ettiği ve davalı tarafın da itirazda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafından 100.000,00 TL olduğu iddia edilen daire bedelinin, ödemenin yapıldığı 30.11.2004 tarihinden güvenin kesildiği tarih olan 20.08.2012 tarihine kadar, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca güncellenmesi gerektiği ve yapılan güncelleme neticesinde, bu bedelin 200.930,50 TL’ye tekabül ettiği yönünde hesaplama yapılmıştır. Oysa ki geçersiz sözleşme uyarınca sözleşmenin geçersizliğinin tespitinden itibaren herkes verdiğini geri alır. Mahkemece davacı tarafından yapılan 100.000,00 TL ödemenin davacı tarafça keşide edilen ihtarnamenin tebliğinden sonra ihtarda belirtilen on günlük sürenin sona erdiği tarih olan 20.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, hükme karşı davalı tarafın temyiz müracaatında bulunduğundan faize ilişkin kazanılmış hak da gözetilerek, tahsiline karar verilmesi gerekirken denkleştirici adalet ilkesi uyarınca güncelleme yapılarak belirlenen bedel üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.