Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2020/1136 E. 2020/2815 K. 19.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1136
KARAR NO : 2020/2815
KARAR TARİHİ : 19.10.2020

Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi tarafından arsa sahibi ve yüklenici aleyhine açılmış olup, şahsi hakka dayalı temliken tescil, olmadığı takdirde satış bedelinin istirdatı istemine ilişkindir. Mahkemece tapu iptâli tescil istemi yerinde görülmeyerek davanın bedel iadesi olarak kabulü ile ödenen 93.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte yüklenici şirketten alınarak davacıya ödenmesine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
24.07.2007 tarihli adi yazılı sözleşme ile davacı üçüncü kişi davalı yükleniciden, yüklenicinin diğer davalı arsa sahibi ile imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yaptığı inşaattan 11 nolu bağımsız bölümü davacıya 40.000,00 TL nakit geri kalanını da yüklenici adına bir takım iş ve imalâtların yapımı karşılığında ödemek suretiyle satın almıştır. Dosya kapsamı, yapılan yemin teklifine davalı yüklenicinin icabet etmemesi ve verilen kararın yüklenici tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle davacının 93.000,00 TL satış bedelini nakit ve imalât yaparak davalı yükleniciye ödediği anlaşılmaktadır.
Davalılar arasında Ankara 52. Noterliği’nda imzalanan 11.07.2006 gün 18108 yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmenin 1. sayfa son paragrafında yapılacak inşaattaki bağımsız bölümlerin paylaşımı düzenlenmiş, dördüncü sayfasının satış yetkileri başlıklı bölümü ve devamında inşaat seviyesine göre aşamalı tapu devir ve satış yetkisinin yükleniciye verileceği kararlaştırılmıştır. İnşaatın anahtar teslimi yapılacağı kabul edildiğinden Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre yapı kullanma izin belgesi alımı yükümlülüğü de yükleniciye aittir.
Davacı aşamalardaki iddialarında ve temyiz dilekçesindeki beyanlarında davalı yükleniciye verilmesi gerektiği halde yüklenici ya da onun sattığı kimselere devredilmeyen ve halen arsa sahibi üzerine kayıtlı kendisinin talep ettiği bağımsız bölüm dışında bir dükkan ve bir daire daha bulunduğunu iddia etmesine rağmen bu husus araştırılmadığı gibi inşaatın geldiği aşamaya göre yüklenicinin dava edilen bağımsız bölüme hak kazanıp kazanmadığı da araştırılıp değerlendirilmemiştir.
Bu durumda davalılar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalı yükleniciye isabet edip yüklenici ya da onun talimatıyla üçüncü kişilere devredilmeyip halen arsa sahibi üzerine kayıtlı, davacının tapu iptâli ve tescilini talep ettiği bağımsız bölüm dışında başka bağımsız bölümler bulunup bulunmadığı araştırılıp, sözleşmede aşamalı devir öngörüldüğünden inşaatın yapıldığı seviye itibariyle hangi aşamaya gelindiği ve buna göre davacının talep ettiği tapu payına hak kazanıp kazanmadığı konusunda gerekirse bilirkişi kurulundan gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek, dava edilen bağımsız bölüm devredilecek en son bağımsız bölüm değil ise sözleşmede en son tapunun iskân aşamasında verileceği öngörüldüğü ve davalı arsa sahibi adına kayıtlı teminat dairesi kalacağından tapu iptâl ve tescil isteminin kabulüne karar verilmesi, eğer dava edilen bağımsız bölüm aşamalı devire göre en son bağımsız bölüm ise davacıya kesinleşen eksik ve kusurlu işler bedelinin depo ettirilip, yapı kullanma izin belgesi almak üzere yetki ve süre verilerek yapı kullanma izin belgeside alınıp ibraz ettirildikten sonra birlikte ifa süretiyle tapu kaydının iptâli ve tesciline karar verilmesi ve bu halde davalı arsa sahibi davaya karşı çıkmakta haklı olacağından ücreti vekâlet, harç, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerekir.
Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve gecikme tazminatından da davacıyı sorumlu tutacak biçimde yanlış değerlendirme sonucu ve yapı kullanma izni almak üzere davacıya süre ve yetki verilmeksizin tapu iptâli ve tescil kararı verilmemesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 6502 sayılı Kanun’un 73. maddesi gereğince tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.