Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2019/3605 E. 2020/1052 K. 16.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3605
KARAR NO : 2020/1052
KARAR TARİHİ : 16.03.2020

Mahkemesi :… Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle verilen çeklerden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti ve çeklerin iptâli istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile keşide tarih, meblağ, numara ve ait olduğu bankalar belirtilen adet çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin iptâline dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile dava konusu 6 çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava konusu edilen bu çeklerin iptâli talebinin reddine ve kararın gerekçesinde davacı iş sahibinin sözleşmeyi fesihte haksız olduğunun tespitine karar verilmiş, davacı tarafça bölge adliye mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde feshin haklı olduğu ve çeklerin iptâline de karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında 27.02.2015 tarihli iki adet asansörün yapımı ile ilgili eser sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme nakit bedel karşılığı düzenlenmiş olduğundan tek taraflı fesih irade beyanı ve bu beyanın karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğuracağından karşı tarafın kabulüne ya da mahkeme kararına gerek olmaksızın feshedilebilecektir. Davacı tarafça
… Noterliği’nden keşide edilen 07.05.2015 gün 3729 yevmiye nolu ihtarname ile sözleşme feshedilmiş olup, davalının 20.05.2015 tarihli cevabı ihtarnamesinden söz konusu fesih ihtarının kendisine tebliğ edildiği ve sözleşmenin feshinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Davacının dava dilekçesi ve aşamalardaki iddialarında sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığıyla ilgili herhangi bir talebi olmadığı gibi feshin haklılığına bağlı bir alacak-tazminat istemi de bulunmamaktadır. Sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığına bakılmaksızın fesih halinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/son maddesi hükümünce taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulup, daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebileceklerinden ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesinin çeklerle ilgili menfi tespit isteminin kabulü yerindedir. Yine menfi tespit davalarında borçlu bulunulmadığının tespiti yeterli olup ciro yoluyla kambiyo senedini elinde bulunduran dava dışı üçüncü kişi aleyhine de sonuç doğurabileceğinden çeklerde iptâl kararı verilemeyeceğinden çeklerin iptâli talebinin reddi de doğrudur.
Ancak davacının davasında feshin haklılığı ve buna bağlı alacak-tazminat istemi bulunmadığı, borçlu bulunulmadığının tespitine karar verilebilmesi için feshin haklı olup olmamasının sonuca etkisi bulunmadığından bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak çeklerin iptâli ile ilgili talebin reddi yerinde ise de; feshin haklı veya haksız olduğu konusunda gerekçe kısmı da dahi olsa bir karar verilmemesi ve gerekçe açıklanmaması gerekirken gerekçesinde davacının sözleşmeyi fesihte haksız olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2019 gün, 2017/1798 Esas, 2019/1104 Karar sayılı hükmünün BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 16.03.2020 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.