Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2019/3340 E. 2020/1933 K. 29.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3340
KARAR NO : 2020/1933
KARAR TARİHİ : 29.06.2020

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar …, …, … ve … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, taraflar arasında akdedilen 28.09.1993 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptâl ve tescil istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalılar arsa hissedarları ile temlik alan üçüncü kişilerdir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili yüklenici ile davalılardan …, … ve …’in murisi İbrahim Dinçtürk arasında 28.09.1993 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediğini, sözleşme gereği bodrumdaki depolu dükkan ile 1. kattaki dairenin müvekkiline ait olacağını, müvekkilinin tüm edimleri yerine getirerek inşaatı teslim ettiğini ancak bodrum kattaki dükkan ile 1. kattaki dairenin tapu devrinin yapılmadığını, arsa sahibi mirasçılarının müvekkiline devri gereken bağımsız bölümleri muvazaalı olarak diğer davalılara devrettiklerini ileri sürerek, müvekkiline ait olan bağımsız bölümler nispetinde davalıların hissesinin iptâl ile müvekkili adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 6.000,00 TL maddi zararın davalılar …, … ve …’den yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … ve … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilleri aleyhine açılan husumet yokluğundan reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalılar … ve … hakkındaki davanın muvazaa ile tapudaki payların edinildiği ispat edilemediğinden reddi gerektiği, davacının diğer davalılar hakkındaki davasının ise; davalı …’nun yapılan keşifte görüldüğü ve bilirkişi raporlarında bildirildiği üzere davalılar… ve …’nin taşınmazda fiilen tasarruf ettikleri yerler olmasına rağmen davalı …’nun 221/846 payı olduğu halde kullandığı hiç bir yerin olmaması, tapuda hiç payı olmayıp, payını …’a sattığı halde taşınmazda zemin kat depolu dükkanın …’ün tasarrufunda olması, ayrıca …’na satılan dairenin …’ün tasarrufunda olması, …’ün kiracı olduğu beyan edilmiş ise de bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığı, … ile …’ün kardeş oldukları, bu nedenle de …’in de bu durumdan bilgi sahibi olmamasının mümkün bulunmadığı, kendi payı ile ilgili de taşınmazda payı olduğu halde kullandığı hiç bir yer olmayan …’na satışın muvazaalı olduğu anlaşıldığından, …’nun 221/846 payının tapusunun iptâl ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği, davalı …’ün de arsa hissedarı olduğu 7 parsel sayılı taşınmazdaki 79/846 payından 34/846 payın tapusunun iptâl davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalılardan …, …, … ve … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılar mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılardan …, …, … ve … vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici ile davalılardan …, … ve … murisleri İbrahim Dinçtürk arasında 28.09.1993 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği ve davalı …’a devredilen arsa payının ilişkin olduğu dükkan üstü 1. kattaki bağımsız bölümün bu sözleşmeye göre yükleniciye isabet eden yerlerden olduğu anlaşılmış olup, davalılardan … ve … aleyhine ikame olunan davanın mahkemece reddine karar verilmiş olmasına rağmen hükme karşı davacı tarafça temyiz kanun yoluna başvurulmadığı gözetildiğinde, bu bağımsız bölüme ait arsa payının yüklenici tarafından davalılardan …’a devredildiğinin kabulü zorunlu olmaktadır. Bu kabüle göre, davacı yüklenici bu yer dışındaki bağımsız bölümler ve arsa payları ile ilgili tapu iptâl ve tescil isteminde bulunabilir ise de; sözleşme konusu taşınmazda kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesis edilmediği görülmektedir.
Bu durumda mahkemece kat irtifakı ve arsa payları konusunda uzman teknik bilirkişiden sözleşmeye göre yapılacak inşaattaki bağımsız bölümler ve bu bağımsız bölümlerin kat irtifakına esas arsa payları konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, davalılardan …’a devredilen bağımsız bölüme ilişkin arsa payı dışında kalan ve davacının isteyebileceği diğer bağımsız bölümlerin arsa payları toplamı üzerinden ve bağımsız bölümlerle irtibatlandırılmak suretiyle tapu iptâl ve tescile karar verilmesi gerekirken, davalılardan … hakkındaki dava reddedildiği halde bu husuus gözden kaçırılarak, davacının isteyebileceği tüm paylar üzerinden tapu iptâl ve tescile karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalılardan …, …, … ve … vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar …, …, … ve … yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden avalılar …, …, … ve …’e iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.