Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2019/3216 E. 2020/2960 K. 11.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3216
KARAR NO : 2020/2960
KARAR TARİHİ : 11.11.2020

Mahkemesi : Asliye Hukuk Mahkemesi
Birleşen …/… Esas sayılı davada
Birleşen …/… Esas sayılı davada

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm davalı-birleşen dosya davacısı … dışındaki taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı-birleşen dosya davacısı … Yatırım İnş. ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-birleşen dosya davalıları … ve … vekilleri Avukat … ve Avukat … ile birleşen dosya davalısı … vekili Avukat … ile birleşen dosya davalısı … vekili Avukat … ve davalı vekilleri Avukat … ve Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Asıl ve birleşen davalar arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl dava sözleşmenin feshi ve menfi zararların tahsili, diğer arsa sahipleri tarafından … 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/362 Esasına kayıtlı olarak yüklenici aleyhine açılıp birleşen dava sözleşmenin feshi, menfi zarar ve cezai şart alacağının tahsili talebi, yüklenici tarafından … 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/299 Esasına kayıtlı olarak arsa sahipleri aleyhine açılıp, birleşen dava tapu iptâli ve tescil ile tapuya şerh konulması istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda asıl davada menfi zarar talebinin reddine, ıslahla davaya katılıp arttırılan cezai şart alacağı isteminin kabulüne, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, arsa sahiplerinin açtığı birleşen 2015/362 Esas sayılı dosyadaki davada menfi zarar talebinin reddine, cezai şart alacağının ıslahla arttırılan miktar da dikkate alınarak kabulüne, arsa payı karşılığı
inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, yüklenici tarafından açılan birleştirilen 2015/299 Esas sayılı dosyadaki davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle sözleşmeye göre inşaatın tamamlanıp teslim edilmesi gereken 25.07.2010 tarihine kadar ilgili belediyece inşaatın durdurulmadığının ve gecikmenin yüklenicinin iradesi dışındaki sebeplerden kaynaklandığının kanıtlanamamış olmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-… 33. Noterliği’nde düzenlenen ve taraflarca imzalanan 21.11.2008 gün, 62541 yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat yapımı ve satış vaadi sözleşmesinin XIII. Maddesinde yüklenicinin inşaat süresinin sonunda daireleri arsa malikine teslim etmemesi halinde sözleşmede öngörülen şekilde cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmede kararlaştırılan cezanın sözleşmenin feshi ya da ifanın çekincesiz olarak kabul edilmesinde dahi ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Söz konusu maddede ceza, borcun belirlenen zamanda ifa edilmemesi durumunda ödenmek üzere kararlaştırılmış olduğundan sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106/II ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/II maddesinde tanımlanan ifaya ekli cezai şart niteliğindedir. İfaya ekli ceazi şart da müspet zarar kapsamından olduğu ve sözleşmede aksi kararlaştırılmadığından sözleşmenin feshi halinde talep edilmesi mümkün değildir.
Yine kısmi ıslah suretiyle dava dilekçesinde olmayan bir alacak kaleminin davaya ithal edilemeyeceği (katılamayacağı) Dairemiz ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu karar ve uygulamalarında kabul edilmektedir.
Arsa sahipleri asıl ve birleşen 2015/362 Esas sayılı davalarında diğer talepleri yanında menfi zarar isteminde de bulunmuşlardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.01.1990 gün 1989/13 Esas 1990/1 Karar sayılı ilamında da belirttiği gibi menfi zarar sözleşmenin yapılmamış olması halinde alacaklının uğramayacağı zarar olarak tanımlanmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin haklı nedenle feshi halinde menfi zararın, sözleşmenin yapıldığı tarihte sözleşme yapılan diğer başka bir yüklenici ile davaya konu arsalar üzerinde ne miktarda daire veya arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi yapılabileceği belirlenerek bu miktar ile sözleşmenin feshinden sonra makul süre içerisinde başka bir yüklenici ile imzalanacak sözleşmeye göre arsa sahibine-alacaklıya verilecek arsa payı veya bağımsız bölümler arasındaki fark olarak verilecek bağımsız bölümler veya arsa payının dava tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine göre değeri olacaktır. Zararın bu şekilde bilirkişilerce saptanması ve hesaplanması mümkündür (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 09.01.2019 gün, 2018/2848 Esas 2019/88 Karar sayılı ilamı ve benzer kararları).
Bu durumda mahkemece asıl ve birleşen 2015/362 Esas sayılı dosyalarda davacı arsa sahiplerine talep ettikleri menfi zarar miktarı açıklattırılıp bildirilecek miktara göre peşin nispi ilam harcının tamamlattırılmasından sonra hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan, arsa sahiplerinin az yukarıda açıklanan yönteme göre menfi zarar isteyip isteyemeyecekleri ve miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek asıl ve birleşen 2015/362 Esas dava dosyalarında menfi zarar talebi konusunda sonucuna uygun bir karar verilmesi, yine asıl birleşen 2015/362 Esas dosyadaki davalar sözleşmenin feshi ile sonuçlandırıldığı aksi de kararlaştırılmadığı ve asıl davada ceza-i şart
talebi olmayıp kısmi ıslah suretiyle davada talep edilmeyen ceza-i şart alacağının istenmesi mümkün olmadığından cezai şart istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile asıl ve birleşen 2015/362 Esas sayılı dosyadaki davalarda menfi zarar ve cezai şart talepleri konusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin yüklenici … Yatırım İnş. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’den alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan arsa sahipleri …, …, … ve …’a, verilmesine, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin arsa sahipleri …, …, … ve …’dan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan yüklenici … Yatırım İnş. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine, 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken bakiye 52,80 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı …’den, bakiye 52,80 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı …’dan, bakiye 52,80 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısı …’dan alınmasına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı … Yatırım İnş. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.