Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2019/2490 E. 2020/1000 K. 11.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2490
KARAR NO : 2020/1000
KARAR TARİHİ : 11.03.2020

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat Harun İbrahim Çekeneci ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eserin ayıplı ifası nedeniyle ayıpların giderim bedelinin tahsiline ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, sahilde iskele ve rıhtım inşaatı yapılması konusunda taraflar arasında sözleşme bulunduğunu, işin yapılıp teslim alındığını, ancak zaman içinde ana iskelenin yanaşma bölümlerinin sallanmaya başladığı ve yıkılacak duruma geldiğini, davalıya ihtarname keşide edilerek ayıpların giderilmesinin istendiğini, ayıpların ihtara rağmen giderilmemesi üzerine delil tespiti yaptırdıklarını, alınan raporda ayıpların varlığı ve giderilmesi için gereken işlemlerin ne olduğunun tespit edildiğini, mevcut ayıpların gizli ayıp olduğunu belirterek ayıplı imalâtın giderilmesi için gerekli bedel olan 93.450,00 TL’nin ihtarname tebliğ tarihi olan 24.04.2012 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı ise, ayıp ihbar sürelerine uyulmadığından davalının dava hakkının düştüğünü, işin sözleşmeye uygun, tarifine, malzeme listesine uygun biçimde davacının denetim ve talimatı doğrultusunda eksiksiz yapılarak teslim edildiğini, davacının iskelenin sağlamlığını etkileyecek esaslı değişiklikler yaptığını, kullanım amacına uygun muhafazanın sağlanmadığını, açık veya gizli ayıp bulunmadığını, bir yıllık garanti süresinin dolduğunu, tespit raporunun gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece keşif sırasında iskelenin onarıldığı ve yerinde inceleme imkanı bulunmadığı, davanın ispatlanmadığı, kaldı ki teslimden 4 yıl sonra yapılan ayıp ihbarının süresinde olmadığı belirtilerek davanın reddine dair verilen kararın araştırmaya yönelik bozulması üzerine, bozma sonrası mahkemece alınan ek rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün bulunmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı tarafça yaptırılan delil tespiti sonucu, ayıplı imalâtlar ve giderim bedeline ilişkin bilirkişi raporu alınmış, yargılama aşamasında sunulan 12.11.2014 tarihli bilirkişi ek raporunda ise, tespit dosyasındaki bulguların eksik iş değil ayıplı imalât olduğu belirtilmiştir. Dairemizin bozma ilamında tespit dosyasındaki bulgular gözetilerek mevcut ayıpların niteliğinin yani açık ayıp ya da gizli ayıp mı olduğu konusunun belirlenip, davacı iş sahibinin ihbar yükümlülüklerini yerine getirilip getirmediği hususunun değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozmaya uyulmasına rağmen bozmadan sonra alınan 30.05.2017 ve 20.11.2018 havale tarihli bilirkişi ek raporlarında, ayıbın niteliği konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır.
Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre bilirkişi kurulundan ayıpların niteliği, yani açık ya da gizli ayıp olup olmadığı hususunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp, davacı iş sahibi tarafından, süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün temiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.