Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2019/2073 E. 2019/3617 K. 24.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2073
KARAR NO : 2019/3617
KARAR TARİHİ : 24.09.2019

Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici vekili; müvekkilinin davalı idare ile imzalanan 14.05.2010 tarihli sözleşme ile “… Rektörlük Binası … Yapım İşi”ni 96.459,22 TL bedelle yapmayı üstlendiğini, edimin ifa edilerek davalıya teslim edildiğini ancak yapılan müteaddit başvurulara rağmen iş bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, son olarak müvekkili tarafından bu iş için düzenlenen 24.04.2013 tarih ve 242947 nolu 110.349,35 TL genel toplamlı faturanın, sözleşme örneğinin, projenin ve işe ait fotoğrafların Safranbolu Noterliği’nin 25.04.2013 tarih ve 4055 yevmiyeli ihtarı ile davalıya gönderildiğini, bu ihtarın 30.04.2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen ödemenin yapılmadığını, işin yapılarak teslim edildiğinin gerek YÖK soruşturmasından, gerekse bu soruşturmada …’un ifadesinden anlaşıldığını, davalı kurumun sözleşmenin geçerli olmadığına ilişkin iddialarının yerinde olmadığını, zira sözleşmenin davalı kurumun Yapı İşleri Teknik Daire Başkanı … tarafından imzalandığını, iş bedelinin ödenmemesi üzerine düzenlenen faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine, davalı tarafça haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini belirterek; davalının Kastamonu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/3552 Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine itirazının iptâlini ve alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili savunmasında; 14.05.2010 tarihli ”… Rektörlük Binası … Yapım İşi” sözleşmesine ilişkin herhangi bir ihale kararı alınmadığını, ihale süreci yürütülmediğini, bu nedenle, sözleşmenin müvekkili İdareyi bağlamayacağını, anılan sözleşmede müvekkili adına atılmış görünen imzanın, o tarihte daire başkanı olan …’a ait olup olmadığını bilmediklerini, ait olsa dahi sözleşmenin müvekkili idareyi bağlamayacağını, davacı şirketin basiretli tacir olarak, kamu kurumlarının ihale sürecinin nasıl olduğunu bildiğini, kamu görevlilerinin yetkilerini aşarak usule aykırı bir şekilde akdettikleri sözleşmenin kamu idarelerine karşı ileri sürülmesinin açıkça hakkın kötüye kullanımı olduğunu, sözleşmeden kaynaklı alacakların on yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, ancak davanın devamı sırasında iddianın sebepsiz zenginleşmeye tahvil edilmesi ya da mahkemece değerlendirmenin sebepsiz zenginleşme şeklinde yapılması ihtimaline binaen zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili İdarenin, özel bütçeli tüzel kişiliğe haiz bir kamu kurumu olup, Sayıştay denetimine tabi olduğundan, usulüne uygun ihale/sözleşme sürecinden geçmeyen bir işin yapıldığı iddiasına istinaden ödeme yapılmasının, ödemeyi yapan kamu personelinin kişisel sorumluluğuna yol açacağından, iddianın kabulü anlamına gelmemek üzere davacı yanın icra inkâr tazminatı talebinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, Kastamonu 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/3552 sayılı icra takibine itirazın kısmen iptâline, takibin, 96.350,00 TL asıl, 8.984,64 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 105.334,64 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz yürütülerek devamına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, icra inkâr tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı Üniversite 2547 sayılı Yasa’nın 56. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan davacı tarafından yatırılan peşin karar ve başvuru harcının karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 2017/559 Esas, 2019/408 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının 8. maddesinde davalıya yükletilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmekte ise de, düşülen bu hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının hüküm fıkrası 8. maddesindeki ”Davacı tarafından ödenen 2.061,10 TL peşin karar harcı ile 25,20 TL başvuru harcınını toplamı olan 2.086,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” kelimelerinin karar metninden çıkarılarak yerine” Davacı tarafından ödenen 2.061,10 TL peşin karar harcı ile 25,20 TL başvuru harcının toplamı olan 2.086,30 TL’nin davacıya iadesine” kelimelerinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 24.09.2019 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.