Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/5623 E. 2019/619 K. 14.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5623
KARAR NO : 2019/619
KARAR TARİHİ : 14.02.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu verilen hüküm, davacı vekilince temyiz olunmuştur. Davada davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davacı vekili …. Bölge Trafik İstasyon Amirliği Hizmet Binası yapımı işini KDV hariç 306.000,00 TL bedelle üstlenen müvekkilinin, başladığı işte; davalı idarenin mevcut uygulama projesinin yol kotundan aşağı kalacağı belirtilerek, binanın 50 cm yüksek yapılmasını istediğini, projede olmayan bu işin fazla maliyetinin ek ödenek ile ödeneceğini, müvekkilinin bütün edimlerini yerine getirmesine rağmen, bina kotunun idarenin talebi üzerine 50 cm yükseltilmesi nedeniyle çıkan 59.688,22 TL ilave bedeli ödemediğini, vekâletsiz iş görme hükümlerine göre hesaplanacak fazla iş bedelinin ve ayrıca 1.000,00 TL fiyat farkı alacağının tahsilini istemiş, davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine dairemizin 31.05.2017 tarih, 2016/1137 Esas ve 2017/2338 karar sayılı kararı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine dair yeniden verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/121 Esas, 1960/19 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması hakkında lehine bozma yapılan taraf yararına usuli kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması hakkında yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usuli kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usuli kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu
belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’da da usuli kazanılmış hakka ilişkin açık düzenleme bulunmamakla birlikte bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur.
Bu anlatımlar doğrultusunda somut olay incelendiğinde mahkemece, dairemize ait bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilemez. Zira dairemizin hükmüne uyulan bozma ilamında; sözleşmenin 8.2.1.-1 maddesinde Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmesinin ekleri arasında sayılmış olup, ilave iş bedelinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işlerin eksikliği ve işin tasfiyesi başlıklı 21. maddesindeki yönteme göre hesaplanarak ek rapor alınması gerekirken mahkemece alınan ek raporda 21. maddenin birim fiyatlı sözleşmeli işlerde uygulanacağının ve dava konusu sözleşmede uygulanmayacağını öngören ek raporu hükme esas almış ancak raporlar arasındaki çelişki giderilmemiş, çelişkinin neden kaynaklandığı gerekçeli olarak açıklanmamıştır.
Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin 21. maddesine göre hesaplama yapılmadan eksik ve hatalı düzenlenen ek raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmesi davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olmuştur. Mahkemece bu husus gözetilmeden hukuki değerlendirmede yanılgıya düşerek hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olmuş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamı uyarınca HMK 281/2 gereğince yeniden rapor alınmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.