Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/5446 E. 2019/952 K. 05.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5446
KARAR NO : 2019/952
KARAR TARİHİ : 05.03.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptâl ve tescil talebine ilişkin olup mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davasında, davalı arsa sahibi ile aralarında 11.11.1988 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmeye göre inşaatı yapıp bitirdiğini ancak davalının devretmesi gereken tapu payını devretmediğini belirterek tapunun iptâli ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında, davacının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, teslimi gereken bir adet dükkan ve bir adet dairenin süresinde teslim edilmediği gibi, dükkandaki eksikliklerin halen giderilmediğini, davacı tarafından tapunun teslimi için kendilerine herhangi bir başvuru yapılmadığını, eksikliklerin tamamen giderilmesi halinde tapunun devredileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece inşaatın 1990 yılında yapımının tamamlanarak davalıya teslim edildiği, 1992 yılında da yapı kullanma izni alındığı, teslim edilen dükkanın anlaşma şartlarına uygun olmadığı, teslim edilen meskende de bir takım eksiklikler bulunduğu, eksikliklerin toplam değerinin 7.000,00 TL civarında olduğu, ancak, bu miktarın davalı tarafından talep edilebilmesi için taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinin tabi olduğu BK’nın 126/4. maddesinde kabul edilen 5 yıllık zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 24.11.2014 tarihli 2014/9516 Esas 2014/7529 Karar sayılı ilamı ile “….bilirkişi kurulundan eksik ve ayıplı olduğu belirtilen işlerin hangilerinin eksik, hangilerinin ayıplı olduğu, ayıplı işlerin gizli veya açık ayıp olup olmadığı, ayıplı işlerde davalı arsa sahibinin teslim sırasında süresinde yükleniciye BK’nın 359. (TBK’nın 474.) maddesinde öngörülen şekilde süresinde ihbarda bulunup bulunmadığı, gizli ayıplarla ilgili olarak da ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin BK’nın 362. (TBK’nın 477) maddesine uygun olarak haberdar edilip edilmediği hususları üzerinde durularak, eksik işlerin bedelinin ihbara gerek kalmaksızın her zaman istenebileceği, süresinde ayıp ihbarında bulunulması halinde ayıplı işler bedelinin de talep edilebileceği gözetilerek, yukarıda belirtilen birlikte ifaya ilişkin ilke doğrultusunda, eksik işler ve süresinde
ihbar edilen ayıplı işlerin giderim bedelinin hükme en yakın tarihteki piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp, tutarın faizsiz olarak davacı yükleniciye mahkeme veznesine 818 sayılı BK’nın 81. (6098 sayılı TBK’nın 97.) maddesi uyarınca depo ettirilmesi, depo edilen paranın karar kesinleştiğinde arsa sahibine ödenmesi koşulu ile davacı adına tapu iptâli ve tescile karar verilmesi, ayıplı işlerle ilgili süresinde ihbarda bulunulmadığının belirlenmesi halinde ise, işi bu ayıbı ile kabul edilmiş olduğundan, bu işlerin bedelinin mahsubunun istenemeyeceğinin kabulü ile ayıplı işlere ilişkin mahsup itirazının reddedilmesi,….” gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, alınan bilirkişi raporuna göre ayıplı işlerin bulunmadığını, yalnızca eksik işlerin bulunduğu, eserin teslim tarihi dikkate alındığında, davalının eksik iş bedeli talebinin zamanaşımına uğradığı, bu nedenle eksik iş bedelinin depo edilmesine gerek duyulmadığı gerekçesiyle davacının tapu iptâl tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre; bozma uyarınca inceleme yapılması doğru olup bozmadan sonra yapılan yargılamada teslim olunan eserde ayıp bulunmamakta ise de, eksik imalât yapıldığı bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Kural olarak bozma ilamında da belirtildiği gibi eksik işler bedelinin ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren beş yıllık zamanaşımı süresinde talep edilmesi gerekmekte ise de davalı arsa sahibi sözleşmeden doğan haklarını güvence altına alabilmek amacıyla yükleniciye verilecek arsa payı yada bağımsız bölümleri elde tutmakta haklıdır. Yine uyulan bozma ilamında da kabul edildiği gibi bu halde eksik işler tamamlanmadan teslim olgusunun kabul edilmeyeceğinden davacının zamanaşımı def’i nde bulunması mümkün değildir. Bu nedenle davalının mahsup itirazına karşı davacının zamanaşımı def’i nin reddedilip inşaat bilirkişisinden alınacak ek rapor ile hükme en yakın tarihteki piyasa rayiçlerine göre eksiklerin giderilme bedelinin hesaplattırılıp davacıya depo ettirilerek birlikte ifa suretiyle tapu iptâl tescile, depo edilmemesi halinde davanın reddedilmesi ve dava tarihi itibariyle davalı eksik imalât sebebiyle davaya karşı çıkmakta haklı olduğundan davalının vekâlet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulmaması gerekirken bozmaya uyulmasına rağmen davalının eksik işlerle ilgili mahsup itirazına karşı davacının zamanaşımı def’i kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı arsa sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.