Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/4968 E. 2018/4563 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4968
KARAR NO : 2018/4563
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi niteliğindeki diş tedavi sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının diş sağlığı ve estetiği için 23.07.2015 tarihinde davalı … Hiz. ve Ür. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye gittiğini, alt ve üst çenede 22 dişin porselen kaplanması konusunda 25.000,00 TL + 3.000,00 TL ödeme karşılığında anlaştığını, davalı …’nun hasta muayenesi, planlama ve işlem için uzmanına yönlendirme yapan kişi olduğunu, davalı …’nun ise uzman olarak uygulamayı yapan kişi olduğunu, bedelin ilk bölümü olan 12.500,00 TL’sini peşin ödediğini, ayıplı ifa yapıldığını belirterek ayıplı hizmet ve tıbbi uygulama hatası nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödenen 12.500,00 TL’nin iadesini, davacının ihlal edilen kişilik hakları ile bozulan vücut bütünlüğü nedeniyle 30.000,00 TL manevi tazminat, yarım kalan işi tamamlama ve tedavi için şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini, mahkeme masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, davanın yetki dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine karar verilmiş, karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 6 ve devamı maddelerinde mahkemenin yetkisi düzenlenmiş olup, aynı Yasa’nın 19. maddesi gereğince, kesin yetki halleri dışında, yetki itirazının cevap süresi içinde ileri sürülmesi gerekir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5. maddesinde öngörülen yetki kuralı kesin yetki kuralı değildir. İş bu davada, davacı iş sahibinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde öngörülen genel yetki kuralı gereğince, davalıların,
davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde davayı açtığı, süresinde ve usulüne uygun bir yetki itirazının bulunmadığı, esasen mahkemece bu imkân tanınmadan usulsüz olarak karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece taraflara tebligat yapılıp, dilekçeler teatisi tamamlandıktan ve usuli işlemler yerine getirildikten sonra işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken 6502 sayılı Kanun’un 73/5. maddesindeki kesin olmayan yetki kuralına dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 20.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.