Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/4892 E. 2019/153 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4892
KARAR NO : 2019/153
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş
olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Davacı vekili; müvekkili ile davalı kooperatif arasında “İnşaat Sözleşmesi ve Sözleşmeden Kaynaklanan İmalâta İlişkin Teslim Tesellüm Protokolü” başlıklı sözleşme maddeleri gereğince 2014 Şubat – 2015 Şubat ayları arası davaya konu … 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/1637 Esas sayılı dosyasında davalı kooperatiften tazminat ödemesini talep ettiklerini, ancak davalı kooperatifin 06.04.2015 tarihinde borca ve faize itiraz ettiklerini ve takibi durdurduklarını, davalının itirazının haksız, yersiz ve kötü niyetli olduğunu, sözleşme gereği taahhüt edilen eksik işlerin tamamlanması için süre verildiğini, eksik işlerin tamamlanmaması halinde davalı kooperatife geciken her ay için birinci bölümdeki işler için 20.000,00 TL, ikinci bölümdeki işler için geciken her ay için 5.000,00 TL gecikme faizi ödeyeceğinin bildirildiğini, müvekkilinin alacağının sözleşmeye bağlı likid alacak olduğunu, bu nedenlerle, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptâline, takibin devamına, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, davalı vekili 19.08.2015 tarihinde vekâletname, 01.09.2015 tarihinde delil listesi sunmuş, cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır. Mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin, tapu devri taahhüdü içermeleri nedeniyle BK’nın 213 (TBK 237), MK’nın 706, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60. madde hükümleri gereğince bizzat tapu memuru huzurunda veya noter aracılığı ile
düzenleme şeklinde yapılmaları geçerlik koşuludur. BK 12. madde (TBK 13. madde) uyarınca da kanunda şekle bağlı olarak yapılması gerektiği düzenlenen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de aynı şekle uyulmasında zorunluluk bulunmaktadır.
Somut olayda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine ek olarak düzenlenen 25.02.2010 tarihli adi yazılı sözleşmede, asıl sözleşmedeki yükümlülüklere ek olarak yüklenici tarafından sözleşmeye aykırılık halinde cezai şart ödenmesi kararlaştırılmıştır. Ek sözleşme kapsamında yapılan bu düzenlemenin tamamlayıcı yan hüküm niteliğinde değil, taraflardan birine fazladan ek ve ağır yükümlülükler yükler nitelikte olması nedeniyle, şekil şartına uyulmaksızın yapılan adi yazılı ek sözleşmenin geçerli olduğundan bahsedilemez. Bu durumda, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak cezai şart da istenemeyecektir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin davanın reddi yerine yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.