Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/4591 E. 2019/106 K. 10.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4591
KARAR NO : 2019/106
KARAR TARİHİ : 10.01.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan teminat mektuplarının geç iade edilmesi nedeniyle ödenen komisyon bedellerinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli talebinden ibarettir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici vekili, müvekkili şirketin davalı idare ile sözleşme imzaladığını, sözleşmeye göre işin süresi 484 gün olmasına ve işin bitim tarihi 30.11.2001 bulunmasına rağmen idareden kaynaklanan sebeplerle verilen süre uzatmaları sonucu iş 10.11.2008 tarihinde bitirildiğini ve bu tarih itibariyle geçici kabulün yapıldığını, geçici kabulde gösterilen ancak geçici kabule engel teşkil etmeyen işlerin de tamamlandığını, 18.12.2008 tarihi itibariyle idarece tespit ve tutanağa bağlandığını, 27.05.2009 tarihinde geçici kabul tutanağının idarece onaylandığını, söz konusu işle ilgili 09.06.2010 tarihinde kesin kabul 02.10.2012 tarihi itibariyle de kesin hesap işlemleri tamamlandığını, 28.09.2012 onay tarihli 39 nolu hakediş ile kesin hakediş düzenlendiğini, müvekkilince üç adet teminat mektuplarının iade edilmesinin istendiğini, idarece iade konusunda hiçbir işlem yapılmadığını, başka bir işten borçlu bulunduğunun gösterildiğini, davaya konu alacakları belirtilmek suretiyle idareden ödemede bulunulması istenilmiş ise de idarece herhangi bir ödemede bulunulmadığından ilamsız takip yoluna gidildiğini, alacak için … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5260 nolu dosyası üzerinden başlatılan icra takibine idarenin itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının alacağa yönelik itirazının iptâli ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili; söz konusu işle ilgili geçici kabulün 03.06.2010 tarihinde, kesin hesap işlemleri 28.09.2012 tarihinde tamamlandığından talebin zamanaşımına uğradığını, aynı firmanın taahhüdü altında tamamlanan (Keban-Arapkir) Ayr.-Divriği-16. Bl. Hd. Yolu yapım işinde müteahhit firma ile yaşanan ihtilâf nedeniyle, idarece hazırlanan kesin
hesap sonucu müteahhit firmanın idarelerine 2.019.964,21 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, söz konusu işe ait teminat mektuplarının da bu tutarı karşılamaya yetmediğini, bu arada da yüklenici firma ve müvekkili Kurum arasındaki anlaşmazlığın mahkemeye intikal ettiği ve dava sürecinin devam ettiğinden, anılan borca karşılık olarak 39 nolu kesin hakediş tutarının yüklenici firmaya ödenmeyerek dava sonuçlanıncaya kadar emanete alınmasına karar verildiğini, daha sonra yüklenici firmanın teminatlarının iade edilmesi yönündeki talebi de aynı gerekçelerle reddedildiğini, bu nedenlerle iddia edilen alacak yargılamaya muhtaç olduğundan dava konusu talebin likid olmadığını, %20 inkâr tazminatı talebi de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davanın reddine karar gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
… 5. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5260 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde 28.269,71 TL alacağa ilişkin takip olduğu, itiraz üzerine takibin durduğu, açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde 11.07.2000 tarihli …-Kelkit Ayrımı Köse yolunun yapımı konusunda sözleşme imzalandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 2. maddesinde sözleşmenin konusu, 5 maddesinde ihale bedeli, 6. maddesinde sözleşmenin ekleri, 10. maddesinde teminat alınması ve 14. maddesinde ise teminatın süresi ve iade koşulları düzenlenmiş bulunmaktadır. Bahsi geçen bu maddelerden 14. 2 maddesi uyuşmazlığın çözümünde özel öneme sahip bulunmakta olup, bu maddeye göre “kesin teminatın iadesi koşulları aşamalı olarak belirlenmiştir. Kesin teminatın; taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine uygun biçimde yerine getirildiği usulüne göre anlaşıldıktan ve müteahhidin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, SSK’dan alınmış ilişiksiz belgesinin ve ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanuni vergi kesintilerinin ödendiğine dair Vergi dairesinden alınmış belgenin getirilmesi halinde; a) geçici kabul tutanağının onaylanması ve geçici kabulde görülen kusurların giderilme bedelinin kesin teminatın yarısından fazla olmaması ve bu sözleşmenin 50. maddesindeki hususların yetine getirilmesi şartıyla yarısı; b) Kesin kabul işlemleri tamamlandıktan sonra ise tamamı müteahhide geri verilir.” hükmü düzenlenmiş bulunmaktadır.
Uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre; davacının yapımını üstlendiği taahhüdü altında tamamlanan yol yapım işinden dolayı teminat mektuplarının süresinde iade etmediği konusunda bir anlaşmazlık olmadığı, yalnız geç iade edilmesi nedeniyle davalı idarenin temerrüde düştüğü tarih konusunda olduğu, davacının bu işten dolayı davalı idareye herhangi bir borcunun olmadığı kesin hakedişin imzalandığı 28.09.2012 tarihinde bütün teminat mektuplarının iadesinin gerektiği, 02.10.2012 tarihinde kesin hesap işlemleri tamamlanmasına rağmen bu tarih itibariyle de ödeme yapılmadığı, teminat mektuplarının iadesinin 30.12.2014 tarihinde gerçekleştiği, 28.09.2012 ve 30.12.2014 tarihleri arası komisyon ve faiz miktarının davalıdan talep etme hakkı olduğu anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece yapılan yargılamanın da yeterli
incelemeyi içerdiği söylenemez. Yukarıda belirtilen sözleşme hükümlerine göre teminatın iade koşullarının değerlendirilerek iade edilmesi gereken tarihin belirlenmemiş ve bu tarihten sonra davacı yüklenicinin ilgili bankaya ödediği komisyon bedellerinin ilgili bankadan müzekkere yazılarak sorulmamış ve ödenen bedellerle ilgili usulune uygun temerrüt oluşup oluşmadığı irdelenmemiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; hükme esas alınan bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak; taraflar arasında düzenlendiği çekişmesiz olan sözleşmenin teminatın iadesi koşulları nazara alınarak teminatının yarısının ve tamamının ödenmesi gereken tarihler denetime elverişli olarak belirlenmeli, bu tarihlerden sonra davacı yüklenicinin dava dışı ilgili bankaya ödediği komisyon ve masraf miktarları bankadan alınacak belge ile belirlenmeli, hesaplanan alacağın ödenmesi konusunda davalının temerrüdü mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/1. (Türk Borçlar Kanunu’nun 117/1) maddesi uyarınca belirlenmeli ve buna uygun şekilde karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.