Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/4385 E. 2019/271 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4385
KARAR NO : 2019/271
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

Mahkemesi :… Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine istinaf talebinin esastan reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş
olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalı-birleşen dosyalar davacısı vekilinin tüm, davacı-birleşen dosyalar davalısı vekilinin birleşen … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/47 Esas sayılı dosya kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı-birleşen dosyalar davalısı vekilinin … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/47 Esas sayılı dosyası yönünden diğer temyiz itirazlarına gelince;
Her ne kadar mahkemece birleşen dava yönünden … 6. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12902 Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptâli ile takip konusu alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş ise de, itirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve borç birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nın 07.06.2006 tarihli ve 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu alacağın mevcut olup olmadığı ile mevcut bir alacağın tespit edilmesi bilirkişi raporu da alınmak suretiyle yapılan yargılama sonucu belirlenmiştir. Alacak miktarının likid olmadığı, bilirkişi raporuyla belirlendiği hallerde borçlunun takibe itirazında haksız olduğu kabul edilemez. Bu durumda likid bir alacak bulunduğundan söz edilemeyeceğinden mahkemece icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de; mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın yeniden yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen dosyalar davacısı vekilinin tüm, davacı-birleşen dosyalar davalısı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz talebinin birleşen … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/47 Esas sayılı dosyası yönünden kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının “C” bendinin 4. satırında yer alan “…Davalının takip konusu alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına mahkumiyeti ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” cümlesinin hüküm
metninden çıkartılması ile yerine “…Davacının koşulları oluşmayan icra inkâr tazminat talebinin reddine… ” cümlesinin yazılmasına kararın HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 224,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-birleşen dosyalar davalısından alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen dosyalar davalısına geri verilmesine, 22.01.2019 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.