Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/4325 E. 2018/4931 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4325
KARAR NO : 2018/4931
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm davacı ile davalılar … ile … vekillerince temyiz edilmiş, davalılar … ile … vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davalılar … ile … vekili Avukat … geldi. Davacı ile diğer davalı asil … gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı ile davalılar … ve … vekillerince temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davacı ile davalılar … ve … vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme tarihinde taşınmazın davalı …’a ait olduğunu, imal edilecek dairelerden beş dairenin müvekkiline, bir dairenin ise arsa sahibine ait olacağının kararlaştırıldığını, diğer davalıların tapu iptâl ve tescil davası açıldığından bahisle inşaatın faaliyetlerinin durdurulmasının istenildiğini, ancak tedbir kararının bulunmadığını, diğer davalıların … aleyhine muvazaa sebebiyle tapu iptâl ve tescil davası açtıklarını
sonuçta mahkemece davaya konu arsanın 4/6 hissesinin …, kalan hissenin ise diğer davalılar adına tescil edildiğini, müvekkilinin iyi niyetli olarak inşaatı tamamladığı halde beş dairenin tapu devrinin verilmediğini ileri sürerek, beş dairenin tapusunun iptâli ile adına tesciline, bunun kabul edilmemesi halinde ise, yapı bedelinin arsa bedelinden fazla olması nedeniyle bedel karşılığı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılardan … ve … vekili cevap dilekçesinde, davacının iyi niyetli olmadığını, müvekkillerinin sözleşmede taraf olmadıklarını, muris muvazaasına dayalı olarak açtıkları davayı kazandıklarını, davacı şirketin sahibi ve ortaklarının müvekkillerinin amcasının torunları olduklarını, bütün bunlara rağmen davacı yüklenicinin sözleşme uyarınca inşaatı bitirdiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiş, davalı … … vekili ise, yüklenicinin edimini yerine getirdiğini, ancak diğer davalılar nedeniyle kat mülkiyeti tapusunu alamadıklarını, payına düşen 1 daire dışında kalan dairelerin yükleniciye verilmesi gerektiğin bildirmiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk hükmün davacılar ve davalılardan … ve … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin ilamıyla, özetle”…davacı yüklenicinin, geçerli sözleşmeye göre tamamlayıp bitirdiği inşaatla ilgili olarak işbu davada hak talep etmesi mümkün olup, ekonomik değer taşıyan ve işbu dava tarihinden önce yasal olarak tamamlandığı anlaşılan inşaatın konusu olan sözleşmenin geçersiz olduğundan söz edilemez ve TMK’nın 723/2. maddesi uygulanamaz. Ancak sözleşmenin yapıldığı tarihte sözleşmeye konu arsanın tek maliki mevcut iken sonradan diğer davalılar … ve …’ın arsaya paydaş olmaları sebebiyle sözleşmenin ilk paylaşım koşullarına göre uygulanması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece,gerekirse mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, sözleşme tarihi itibariyle taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan emsal sözleşmelerdeki paylaşım oranları baz alınarak, davacı yüklenici ve davalı arsa sahibi arasında uygulanması gereken paylaşım oranları tespit edilerek, bu paylaşım oranına göre, yüklenicinin hak ettiği dairelere isabet eden pay belirlenerek, bu oranda tapu iptâli ve tescile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır…” denilerek karar bozulmuş ve bu kez bozmaya uyularak mahkemece bilirkişi heyeti oluşturularak mahallinde keşif yapılmış ve her iki raporda da, birinci kattaki 3 ve 4 nolu dairelerin arsa sahiplerine, payları oranında, geriye kalan 4 dairenin ise yükleniciye ait olacağı yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece, bilirkişi görüşü esas alınarak 4 dairenin yüklenici adına tesciline karar verilmiş, diğer bağımsız bölümler yönünden ise, arsa sahipleri uhdesinde bırakılması yönünde hüküm kurulmuştur. Mahkeme kararlarının infaz edilecek kısmı hüküm kısmıdır. İnfazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulması halinde usul ve yasaya uygun bir karar verildiğinden söz edilemez. Taşınmazın üzerinde inşaat yapılmakla birlikte henüz arsa tapusu halinde olduğu ve kat irtifakı yada kat mülkiyeti oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece infazda tereddüt yaratmaması bakımından davacı yükleniciye düşecek dairelerin arsa payları
belirtilmek suretiyle arsa tapularının iptâli ile tescile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Bu nedenlerle mahkemece bilirkişiler tarafından belirlenen arsa payları oranında davacı yükleniciye isabet eden bölümler yönünden tapu iptâl ve tescile karar verilmesi gerekir.
Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ile davalılar … ve … vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalılar … ve …’a verilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar … ve …’a geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.