Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/4003 E. 2019/2733 K. 12.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4003
KARAR NO : 2019/2733
KARAR TARİHİ : 12.06.2019

Davacı … Perde Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı Miramer Tur. Yat. ve İşletmecilik A.Ş. arasındaki davadan dolayı … 3. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 21.10.2015 gün ve 2012/60-2015/692 sayılı hükmü onayan Dairemizin 05.04.2018 gün ve 2016/3336-2018/1370 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklamış olup davacı yüklenici teminat amacıyla davalı iş sahibine verilen bononun haksız olarak kambiyo takibine konu edildiğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini ve davalının kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiştir. Mahkemece menfi tespit isteminin kabulüne, kötüniyet tazminatı isteminin reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizce verilen 26.06.2019 gün 2018/3834 Esas, 2019/3012 Karar sayılı onama ilamına karşı, davalı iş sahibi vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme talepleri yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici vekili, sözleşme kapsamındaki davalı iş sahibinin otelinde kullanılacak perde ve yatak örtüsü imalâtları ve montajlarının eksiksiz olarak tamamlandığını, davalının iş bedeline mahsuben verdiği çeklerin bir kısmını ödediğini, tarafların ticari kayıtlarına göre de halen de davalının davacıya borçlu olduğunu, işin teminatı olmak üzere davacının davalıya verdiği 200.000,00 TL bedelli bononun haksız olarak kambiyo takibine konu edildiğini ileri sürerek takip konusu senet sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ile haksız yere müvekkilinin taşınır mallarına haciz uygulatan davalının kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiştir. Davalı ise davacının işi gecikmeli ve ayıplı olarak ifa ettiğini, takip konusu bononun da bu nedenle davacı tarafından verildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece işin süresinde teslim edildiği, bilirkişilerce açık ayıp olarak nitelendirilen ayıpların süresinde davacı yükleniciye ihbar edilmediği gerekçesiyle menfi tespit istemi kabul edilmiş, davalının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı reddedilmiştir.
21.01.2013 tarihli keşif sırasında dinlenen tanık Bülent Değirmen’in yeminli beyanında, eksik ve hatalı yapılan işleri davacı şirket yetkilisine bildirildiklerini, ayıpların düzeltileceği taahhüdü verildiği ancak Mayıs başında iş bittikten sonra kendisine bir türlü ulaşamadıkları şeklindeki ifadelerinden, hükme esas alınan teknik bilirkişi kurulu raporu ile mevcudiyeti belirlenen sözleşme konusu ürünlerdeki ayıpların, süresi içerisinde yükleniciye ihbar edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, taraflar arasındaki sözleşmenin 2.9 ve 2.10. maddelerine göre kesin kabule kadar kadar yapılan imalatların sorumluluk ve korunması davacı yükleniciye ait olduğu gibi yüklenici, imalatlarla ilgili hata, kusur ve eksikliklerin olası nefasetlerini de ödemek zorunda olduğundan, davalı iş sahibinin söz konusu ayıplar nedeniyle eseri reddetmeyerek kullanmaya devam ettiğinin dosya kapsamından anlaşılması da gözetilerek ayıpların niteliğine göre iş bedelinden tenzili gereken miktar yada ayıp giderim bedeli yönünden takip dayanağı senedin teminat vasfı devam edeceğinden bu konuda belirlecek miktar yönünden davalı takipte bulunmak ve alacak isteminde haklı olacaktır.
Bu durumda mahkemece tekstil yüksek mühendisleri Doç. Dr. … ve Dr. Volkan Kaplan’dan oluşan heyete konusunda uzman bir mali müşavir bilirkişi de dahil edilerek davalı iş sahibince açık ayıplarla ilgili süresinde ayıp ihbarı yapıldığı ve ayıplardan davacı yüklenicinin sorumlu olacağı, davalı tarafça ayıplı da olsa yapılan imalâtlar kullanıldığından dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi ve yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinin 2 ve 3. bentleri gereğince ayıplı üretilip teslim edilen sözleşme konusu imalatlarla ilgili tenzili gereken bedel ve onarım bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp hesaplanacak miktarda davalının takip dayanağı teminat bonosuyla ilgili icra takibinde haklı alacağı kabul edilerek menfi tespit istemi konusunda sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği halde eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulü doğru olmamıştır.
Yerel mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından davalı iş sahibinin karar düzeltme talebinin kabulü uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı iş sahibinin diğer karar düzeltme taleplerinin reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile Dairemizin 05.04.2018 gün 2016/3336 Esas, 2018/1370 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 136,00 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davacıdan, 136,00 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davacıdan davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya, ödediği karar düzeltme ve temyiz peşin harçlarının istek halinde karar düzeltme isteyen davalıya geri verilmesine, 12.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.