Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/3917 E. 2018/5128 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3917
KARAR NO : 2018/5128
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı eksik işler bedeli alacağı, gecikme (kira kaybı) tazminatı ve müspet zararın tazmini taleplerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine (diğeri aleyhine) doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka, usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli kazanılmış hak kavramı usul hukukunun temel prensiplerinden olup, gerek HUMK, gerekse HMK’da bu yönde bir düzenleme bulunmamakla birlikte gerek doktrinde gerekse uygulamada kabul edilmiş ve uygulana gelmiştir. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı kararında vurgulandığı üzere, “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’muzda bu şekildeki usule ait müktesep hakka ilişkin açık bir hüküm konulmuş değilse de, Yargıtay’ın bozma kararından hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan gayesi ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadiyle kabul edilmiş olması yanında, hukuki alanda istikrar gayesine dahi ermek üzere kabul edilmiş bulunması bakımından usule ait müktesep hak müessesesi, Usul Kanunu’nun dayandığı ana esaslardandır ve amme intizamıyla da ilgilidir. Esasen, hukukun kaynağı, sadece kanun olmayıp, mahkeme içtihatları dahi hukukun kaynaklarından oldukları cihetle, söz konusu usuli müktesep hak için kanunda açık hüküm bulunmaması, onun kabul edilmemesini gerektirmez.” denilmiştir. Yargıtay’ın bozma kararı nedeniyle doğan hak iki çeşit olup, (1) Mahkemenin Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak, (2) Bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haklardır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları (konuları) kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen
bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Yani kesinleşmiş olan bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak teşkil eder. Bu nedenle usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiş bir ilkedir. Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde bu uyma kararı ile bağlı olup, usulî kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapması zorunludur. Yargıtay’ın ve Dairemizin istikrarlı uygulamaları da bu yöndedir.
Mahkemece 05.11.2014 tarihli ilk karar ile kabul edilen kısma ıslah tarihi olan 14.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil kararı verilmiş, bu husus 28.09.2017 tarihli bozma ilamında sair ret kapsamında kaldığından ve mahkemece bozma ilamına uyulduğundan, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu nedenle bozmadan sonra hükmedilen miktara ıslah tarihi olan 14.07.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanarak tahsil kararı verilmesi gerekirken, faize yönelik istemin reddi ile faizsiz tahsil kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple davacının temyiz istemi yerinde olup, hükmün bu gerekçe ile bozulması gerekir ise de; düşülen yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca hükmün davacı yararına düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmı 1. maddesine “78.668,68 TL’nin” ibaresinden sonra gelmek üzere, “ıslah tarihi olan 14.07.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda uygulanacak yasal faizi birlikte” ibaresinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.