Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/3884 E. 2019/117 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3884
KARAR NO : 2019/117
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı-k.davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-k.davalı asil … ile davalı-k.davacı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı-k.davalı asil ile davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl ve karşı dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan fesih, tazminat, tapu iptâl ve tescil taleplerine ilişkin olup mahkemece bozma ilamına uyularak asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne dair verilen davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında, davalı ile aralarında 28.11.2011 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, ancak inşaatın sözleşmeye aykırı yapıldığı belirtilerek, sözleşmenin feshine ve 150.000,00 TL maddi zararın davalıdan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere tahsiline, davalının inşaata el atmasının önlenmesine, davalının yaptığı işlerin hukuki değeri var ise davacı zararından mahsubuna karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında inşaatın sözleşmeye ve projeye uygun olarak yerine getirildiği, davacının binayı ihtirazî kayıt ileri sürmeden teslim aldığı, inşaatın süresinden önce teslim edildiğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı davasında ise sözleşme gereği kendisine verilmesi gereken 2, 8, 10 ve 12 nolu bağımsız bölümlerin davacı adına olan tapu kayıtlarının iptâli ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile dava konusu bağımsız bölümlerin davalı-karşı davacı yüklenici adına tesciline karar verilmiş, bu kararın davacı- karşı davalı tarafından temyizi üzerine Yarg. 23. HD’nin 2016/1100 Esas 2016/4633 Karar sayılı ilamı ile İbraname niteliğindeki 31.12.2012 tarihli belgenin eksik işler ve açık ayıplar yönünden yükleniciyi sorumluluktan kurtarsa da, eserin teslimi sırasında kasten saklanan bozukluklar ve usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar yönünden yüklenicinin sorumluluğu devam ettiğinden mahallinde keşif yapılarak tazminat konusu yapılan kalemlerin tek tek değerlendirilip, bunların ayıplı iş mi, yoksa eksik iş mi, ayıplı işlerin ise gizli ayıp mı yoksa
açık ayıp mı olduğunun belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, karşı dava yönünden de iskan ruhsatının davadan sonra alındığı dikkate alınarak arsa sahibine düşen dairelerde tazmini gerekir gizli ayıplar bulunduğunun ve buna bağlı olarak sözleşmedeki anahtar teslimi şartının gerçekleşmediğinin tespit edilmesi halinde, yüklenicinin kendisine düşen bağımsız bölümlere, ancak asıl davada belirlenen bedeli ödemesi koşuluyla hak kazanabileceği gözetilerek, asıl davada hüküm altına alınan miktarın ödenmesi koşuluyla tapu iptâli ve tescile hükmedilmesi, bu husus ile birlikte özellikle son bağımsız bölümün iskan ruhsatı alındıktan sonra devredileceğine dair sözleşmenin kademeli tapu ferağına ilişkin diğer hükümleri de göz önünde bulundurularak, davacı-karşı davalı arsa sahibinin karşı dava tarihi itibariyle tapuda devir yapmamakta, haklı olup olmadığının yargılama gideri ve vekâlet ücretinin takdirinde dikkate alınması gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak taraflar arasında imzalanan 28.11.2011 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince davalı-karşı davacı tarafından yapılan inşaatın sözleşme ve projesine uygun yapıldığı, 09.04.2013 tarihinde iskan belgesinin alındığı, inşaat önemli ölçüde kusurlu ve sözleşmeye aykırı olmadığı, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan değerlendirmede 1.500,00 TL gizli ayıplı iş yapıldığının belirlenmesi nedeniyle asıl davada sözleşmenin feshi, el atmanın önlenmesi davasının reddine, depo edilen 1.500,00 TL gizli ayıplı işler bedelinin davacı-karşı davalıya ödenmesine, karşı davanın kabulü ile davacı-karşı davalı adına kayıtlı olan 2, 8, 10,12 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptâli ile davalı-karşı davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Dosya kapsamına ve özellikle bozma kararına göre yapılan incelemede davalı- karşı davacı tarafından yapılan imalâtta ayıplı imalâtların bulunduğu bunların bedellerinin mahkeme tarafından depo ettirildiği anlaşılmaktadır. Yüklenici sözleşme kapsamında yaptığı inşaatı ancak tam eksiksiz ve kusursuz yapması halinde kendisine verilmesi gereken bağımsız bölümlerin tapusuna hak kazanabilir. Olayda dava tarihinde iskan henüz alınmamış davadan sonra alınabilmiş, gizli ayıpların bulunduğu bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Sözleşmedeki aşamalı devre ilişkin hükümde dikkate alındığında davacı-karşı davalının dava tarihinde tapu devrini yapmamış olmasında haksız olduğunun kabul edilmeyeceği halde yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulması doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-k.davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.