Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/3876 E. 2018/4888 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3876
KARAR NO : 2018/4888
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, hakem kararının iptâli istemine ilişkindir. Mahkemece, bölge adliye mahkemelerinin görevli olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine Dairemizce verilen 16.11.2017 gün, 2017/2168 Esas, 2017/3986 Karar sayılı bozma ilamına karşı mahkemece 29.03.2018 gün, 2017/875 Esas 2018/213 Karar sayılı ilamı ile uyulmayarak eski kararda direnilmesine ve davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, verilen direnme kararı davacı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Direnme kararının 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 15/1. maddesi hükmünce Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca incelenmesi gerekmekte ise de; 6373 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ya eklenen geçici 4/1. maddesine göre direnme kararı, kararına direnilen daireye gönderileceği ve 4/4. maddesi gereğince öncelikle dairece direnme kararı inceleneceğinden direnmenin yerinde olup olmadığı Dairemizce incelenmiştir.
6100 sayılı HMK’da tahkim yargılamasında görevli mahkeme konusunda 410 ve 439. maddelerde düzenlemeler yer almakta iken 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun 57. maddesiyle HMK 410. madde, 60. maddesiyle de HMK 439. madde değiştirilmiştir. Ayrıca 53. madde ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 15. maddesinde yapılan değişiklik ve 54. madde ile bu Kanuna eklenen ek 1. madde ile de görevli mahkeme konusunda ihtiyari tahkim ve milletlerarası tahkim arasında paralellik sağlanmıştır. Kanun’un 55. maddesiyle de 5235 sayılı Kanun’un 5. maddesinde değişiklik yapılmış ve iptâl davaları ticaret mahkemesinin heyet halince göreceği davalar arasından çıkarılmıştır.
Yapılan değişiklikler sonucu HMK’daki son düzenlemelerde; tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olduğu, tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkemenin, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkemenin ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesi olduğu (HMK 410/1), hakem kararına karşı yalnızca iptâl davası açılabileceği, iptâl davasının, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (HMK 439/1) belirtilmiştir.
4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu”ndaki son düzenleme ise hakem kararına karşı
yalnızca iptâl davası açılabileceği, iptâl davasının, 3’üncü madde uyarınca yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulunduğu yer yönünden yetkili bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (15/1), bu Kanun’da asliye hukuk mahkemesine verilen görev ve yetkilerin, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından kullanılacağı (ek 1) şeklindedir.
Yapılan değişiklikler ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu ve 6100 sayılı HMK’daki tahkim konusundaki görev kuralları benzer hale getirilmiştir.
Yapılan bu düzenlemeler mahkemelerin görevine ilişkindir. Görev düzenlemesi yapılan 7101 sayılı Kanun’da görev kuralına ilişkin yapılan değişikliklerin eldeki davalara uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir hükme yer verilmemiştir. Sonuç olarak uygulanması gereken geçiş hükmü bulunmamaktadır. Usul kuralları ve bu kapsamda yer alan görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, aksine düzenleme yoksa derhal uygulanacağından, yapılan görev kuralı değişikliklerinin kanunda istisna niteliğinde geçiş hükümlerine yer verilmediği için eldeki davalara da uygulanması gerekir.
Davanın 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce ya da bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten önce açılıp açılmadığının da bir önemi bulunmamaktadır. Aynı şekilde sözleşme tarihi itibarıyla hakem kararlarına karşı iptal davası mı açılacağı ya da temyiz yoluna mı başvurulması gerektiği konusundaki görüş ayrılığı da 13.04.2018 tarih, ve 20162 Esas, 2018/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile giderilip sözleşme tarihine bakılmaksızın iptâl davası olarak belirlenmiştir. 6100 sayılı HMK geçici 1/1. maddede bu Kanun’un yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin Kanun’un yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmayacağı düzenlemesi, geçici 3/3. maddede ise, bu Kanun’da bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun’un bu kanun’a aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı düzenlemeleri bulunmakta ise de bu maddeler 6100 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelere ilişkin olup 6100 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 7101 sayılı Kanun hükümlerini kapsadığından söz edilemez.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde hüküm verildikten sonra yapılan kanun değişikliği ile hakem kararının iptâli davalarının bölge adliye mahkemesinde görülmesi zorunlu hale gelmiş olmakla, mahkemece görev yönünden yapılan bozmaya karşı direnme kararının bu itibarla yerinde olduğu anlaşılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 16.11.2017 gün, 2017/2168 Esas, 2017/3986 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak yerel mahkemenin direnme kararının ONANMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.