Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/3845 E. 2018/4403 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3845
KARAR NO : 2018/4403
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili talebiyle yürütülen icra takibine itirazın iptâli ve icra inkâr tazminatı talebine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici vekili; müvekkilinin hafriyat işleri yaptığını, davalı ile 18.04.2012 tarihinde … ilçesi Karayolları 42. Şube Şefliği … Bakımevi Hafriyat Yapım İşi sözleşmesi yapıldığını, iş yapılarak fatura kesildiğini, fatura bedelinden cari hesap ekstresine göre 2.200,00 TL olarak gözüken borçlarının düşülmesinden sonra 35.588,91 TL üzerinden davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2012/688 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, 03.12.2012 tarihinde haksız olarak takibe itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, itirazın iptâli ile alacağın tahsili ile takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere lehlerine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili; davanın süresi içinde açılmadığını, davacı şirket 11.07.2012 tarihinde müvekkil adına 10666 tarihli ve toplam 66.000,00 TL’lik fatura kestiğini, bu bedelin tahsilat makbuzu ve çekle ödendiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince yasal süresi içerisinden temyiz edilmiştir.
1086 sayılı HUMK’da yargılama dört aşamadan ibaret iken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda kanun koyucu dört aşamadan oluşan (dilekçeler, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşaması) na yenilik olarak HMK’da ön inceleme kurumunu öngörmüş ve yargılamayı 5 aşamadan oluşur şekilde düzenlemiştir. Ön inceleme, HMK 137 md ve 140 maddeleri arasında, ön inceleme aşamasına yardımcı hükümler ise HMK 141 madde ile 142 madde arasında düzenlenmiştir.
Ön inceleme kurumu dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ve tahkikat aşamasından önce düzenlenmiş, ön inceleme duruşmasında tahkikat aşamasına geçilmeden gerekli hazırlıkların bitirilmesi, dava şartları hakkında gerekli kararların verilmesi, sağlanmış olacaktır. Ön incelemenin asıl işlevi, uygulamada birbirinin içine geçirilmiş aşamaların ayrılması bağlamında ortaya çıkmaktadır. Yani artık tahkikat aşamasında delil toplanması söz konusu olmayacak, ön inceleme aşamasına kadar dilekçeler tamamlanmış, deliller toplanmış olacak, böylece duruşmalar delillerin tartışıldığı işlevi olan oturumlar haline gelmiş bulunmaktadır.
Tahkikat aşamasından farklı olarak, ön inceleme aşamasında delillerin toplanması ve bu sayede dosyanın tekemmül etmesi sağlanacaktır. Kanun koyucu, öncelikle dilekçeler aşamasının sona erdirilmesini,bundan sonra ön inceleme duruşma gününün belirlenmesini ve takibende ön inceleme sona erince tahkikata geçilmesi ve bu aşamaların tam şekilde belirlenip ayrılmasına istemiştir. Davada tarafların dilekçelerini karşılıklı olarak vermesinden, bir başka deyişle dilekçeler teatisinin tamamlanmasından sonra, ön inceleme yapılacaktır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, bu hususları tutanağa geçirir. Ön inceleme, tahkikat aşaması için hazırlıkların yapıldığı bir aşamadır. Bu bağlamda mahkeme; uyuşmazlık konularını belirler, hazırlık işlemlerini yapar, tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanılması için gereken işlemleri yapar. Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (madde 140/5). Tahkikat aşamasına geçmeden önce taraflar, delil olarak dayandıkları belgeleri dilekçelerine ekleyerek vermek ya da başka yerden getirilecekse, bunu belirtmek zorundadırlar. Şayet taraflar, bu konuda yapmaları gereken işlemleri eksik bırakmışlarsa, tahkikata başlamadan önce, taraflara son kez kısa bir süre verilerek bu eksiklikleri tamamlamaları düşünülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın “Hukuki Dinlenme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddesinde “(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” hükmü bulunmaktadır. Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkı; tarafların, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesini ve yasal süresi içerisinde ileri sürdüğü yasal delillerin incelenmesini zorunlu kılar. Bir başka deyişle; mahkeme, tarafların yasal olarak ileri sürdüğü delilleri toplamadan yargılamaya devam edip hükmünü veremez.
Bu genel açıklamalar ışığında somut olayımıza gelindiğinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan yargılama ve araştırmanın yeterli ve yasaya uygun olduğu söylenemez. Şöyle ki, davacı taraf dava
dilekçesinde; delilleri arasında “hizmetin yapıldığı tarih ve plakaları gösterir fişler” demek suretiyle bu delile dayandığı anlaşılmakta olup, mahkemece ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilmesine rağmen usulünce ön inceleme yapılarak tahkikata geçilmeden, HMK 140/5 maddesi hükmü gereğince iki haftalık kesin süre verilerek taraf delillerinin ibrazı sağlanmadan tahkikata geçildiği ve taraf delilleri toplanmaksızın tahkikatın sonunda, başta dava dilekçesi ile dayanılan delile rağmen, bahsi geçen delillerin yeni delil niteliğinde sayılarak davanın esastan reddine karar verilmesi Anayasa’nın 36. maddesinde ve … İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın “Hukuki Dinlenme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddesine aykırı olmuştur.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacı taraf dava dilekçesinde; delilleri arasında “hizmetin yapıldığı tarih ve plakaları gösterir fişler” demek suretiyle bu delile dayandığı anlaşılmakla bu delillerin usulüne uygun ön inceleme duruşması yapılarak toplanmadığı ve değerlendirilmediği anlaşılmakla ve bu delilin tahkikatın sonunda dosyaya ibraz edildiği de nazara alınarak değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
SONUÇ: Yukarıdan açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.