Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/3707 E. 2019/204 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3707
KARAR NO : 2019/204
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili müvekkili ile yüklenici şirket arasında10 adet villanın ince işlerinin yapımı karşılığında 4 adet villanın devrinin öngörüldüğünü, diğer davalının ise arsa sahibi olduğunu, 02.11.2010 tarihli sözleşmenin 25.04.2011 tarihli ek sözleşme ile bazı maddelerinin değiştirildiğini, 500.000,00 TL ödenmesi karşılığında bazı yükümlülüklerin üstlenildiğini, imalâtların başlandığını, ancak her iki davalının da ödemelerini zamanında yapmadığını, davacıya sadece 1 adet villanın mülkiyetinin devredilip bir kısım paralar ödendiğini, 19.09.2011 tarihinde iskan belgesinin alınmasına rağmen kalan villaların devredilmediğini, öte yandan 06.10.2011 tarihinde bu kez ek anlaşma ile her biri 1.200.000,00 TL değerinde olan iki adet villayı 1.000.000,00 TL karşılığında satın aldığını, davalının eksik işler bulunduğu ve ayıplı imalâtlar bulunduğunu bildirdiğini ve … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/25 D. İş sayılı dosya ile tespit yaptırdığını ve … Noterliği’nin 29.03.2012 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile davalı arsa sahibi adına kayıtlı bulunan villaların tapusunun iptâli ile adına tesciline, mümkün olmaması halinde 3 adet villanın kaim değerine karşılık şimdilik 50.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini, davalı …’den de 24.04.2014 tarihli sözleşme kapsamında ve sözleşme dışı işler nedeniyle yapılan imalât karışlığı olarak şimdilik 100.000,00 TL’nin ve haksız fesih nedeniyle uğranılan zararlar nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL’nin yüklenici şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece verilmiş bulunan ilk kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17.11.2016 gün ve 2015/6748 Esas ve 2016/5099 Karar sayılı kararı ile bozulmuş ve bozma ilamında; “…Davacı tarafça, üç adet bağımsız bölümün müvekkili adına tescili istenilmiş olup, söz konusu taşınmazlardan bir tanesinin tapusu davalı arsa maliki …
üzerinde olduğundan, … ün bu davada yasal hasım olduğu dikkate alınarak davacının davalı … adına açtığı ve tefrik edilmesine karar verilen davanın işbu dosya ile birleştirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmiştir. Öte yandan işbu dava dosyasında tefrik edilmesine karar verilen yüklenici … Pazarlama Ticaret Tur. ve İnş. San. A.Ş.’nin arsa maliki …’e karşı açtığı davada talep edilen bağımsız bölümün eldeki davamızda talep edilen bağımsız bölümlerden birinin olduğun belirlenmesin halinde bu dava dosyasının sonucunun beklenmesi, eğer bu davada konu edilen bağımsız bölümlerden değilse hangi bağımsız bölüm olduğunun açıklattırılması gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi de doğru olmamıştır…” denilmiş ve mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, tapu iptâl ve tescil davası ile ilgili harcın ikmal edilmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de; dava dilekçesinde açıkça istem terditli olarak belirtilmiş ve sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespitinin yanında davalı yüklenici adına kayıtlı iki adet villanın ve davalı arsa sahibi adına kayıtlı 1 adet villanın tapu kaydının iptâli ve adına tesciline hükmedilmesi, bu mümkün olmadığı taktirde ise, davalı yüklenici … ..AŞ.’den villaların kaim değeri olan bedelden şimdilik 50.000,00 TL’nin tahsiline, haksız fesih nedeniyle 1.000,00 TL’nin bu şirketten tahsiline, diğer davalı …’den ise ilave işler nedeniyle şimdilik 100.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece davanın terditli olduğu gözden kaçırılarak, HMK’nın 111. maddesi uyarınca terditli dava olduğu gözetilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan davalar arasında bağlantı bulunduğu halde … hakkında açılan davanın da tefrik edilmesi ve başka bir esasa kaydedilerek bozma ilamına aykırı şekilde hüküm kurulması da usuli kazanılmış hak ilkesine aykırılık teşkil etmiş bulunmaktadır.
Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş, bu dava dosyasından tefrik edilip mahkemenin başka bir esasına kaydedilen … hakkındaki davanın derdest ise, bu dava ile birleştirilmesinin sağlanıp, birlikte görülmek suretiyle ve davacının gerek terditli talep olan iş bedeli yönünden gerekse fesih nedeniyle oluşan zarar kalemleriyle ilgili olarak delilleri toplayıp, yine … yönünden sebepsiz zenginleşme koşullarının mevcut olup olmadığı tartışılarak ve yüklenici şirket tarafından …’e açılan dava dosyası getirtilip incelenerek bu davaya etkisinin bulunup bulunmadığı tartışılıp değerlendirilerek hüküm kurulmasından ibarettir.
Bu hususlar gözetilmeden hatalı değerlendirmeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.