Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/3530 E. 2018/4718 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3530
KARAR NO : 2018/4718
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın Dairemizin bozma ilamına uyularak kabulüne dair verilen davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında kapatılan … Belediyesi’ne 2008-2009 yılı içerisinde yazılı sözleşme olmaksızın hafriyat çalışmaları yaptıklarını ancak bedellerinin ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiş, mahkemece davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş, bu kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17.03.2015 tarihli 2015/1031 Esas 2015/1289 Karar sayılı ilamı ile alacağın vekâletsiz iş görme hükümlerine dayandığı bu alacakla ilgili açılacak davaların 818 sayılı Borçlar Kanunu 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup olayda zamanaşımının dolmadığı, işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Davada talep edilen alacak kalemleri sözleşme hükümleri çerçevesinde miktarları belirlenebilecek niteliktedir. 6100 Sayılı HMK’nın 107. maddesinde “davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hallerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Buna göre miktarı belli olan ya da belirlenebilmesi için gereken verilerin
mevcut olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılamaz. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiş, yargılama sırasında 08.02.2017 tarihli dilekçesiyle davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, alacağın miktarının belirlendiğini belirterek taleplerinin 58.800,00 TL olduğundan eksik harcı yatırdıklarını açıklamıştır. Dairemizin 10.07.2013 gün 2012/6728 Esas 2013/4521 Karar sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.03.2016 gün 2014/15-430 Esas 2016/207 Karar sayılı ilamında ve yukarıda açıklandığı gibi davanın belirsiz alacak davası olarak görülüp yürütülmesi mümkün değildir. Bu haliyle davacının açtığı davanın kısmi dava olarak ve harç tamamlandığına dair 08.02.2017 tarihli dilekçenin de ıslah dilekçesi olarak nitelendirilmesi gerekir. 06.05.2016 tarih, 2015/1 Esas, 2015/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre halen yürürlükte olan, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih, 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın değiştirilmesine gerek bulunmadığına karar verildiğinden, bozmadan sonra ıslah yapılamayacaktır. Bu durumda davanın 10.000,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken bozmadan sonra yapılan ıslah dikkate alınarak daha fazla miktara hükmedilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.