YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3488
KARAR NO : 2018/4253
KARAR TARİHİ : 05.11.2018
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, yüklenici ve arsa sahipleri arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmenin feshinin geçersiz olduğunun, sözleşmenin devam ettiğinin tesbiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne, sözleşmenin feshinin geçersizliğine, sözleşmenin devam ettiğinin tesbitine dair verilen karar, davalılar vekillerince süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici şirket vekili dava dilekçesinde; halen Maliye Hazinesi adına tapuda kayıtlı olup, davalıların kullanımında bulunan, 6292 sayılı Yasa kapsamında satın alma hakkına sahip oldukları, … ili … ilçesi … Mahallesi … mevkiindeki … Caddesi 1585 ada 14, 15, 16 ve 17 parsellerin, kendileri tarafından ödenecek bedel karşılığında davalılarca satın alınmasını müteakiben adlarına tescilini, yüklenici lehine ipotek tesisini, sonrasında da; taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmak üzere, 16.10.2012 tarihli sözleşmenin düzenlendiğini, 125.000,00 TL bedeli ödemelerine rağmen, davalıların imzalanan bu ön sözleşmenin feshini içeren ihtar çektiğini bildirerek; feshin haksız olduğunun, sözleşmenin halen ayakta olduğunun tesbitine bu husustaki muarazanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasında 16.10.2012 tarihli ön protokol isimli bir adi yazılı sözleşme imzalandığını, ancak 6292 sayılı yasanın gerektirdiği sürecin uzadığını, idareye ödenecek bedelin yatırılması ihtarı üzerine bedelin davacı tarafça geç yatırılması nedeniyle, akabinde yapılacak sözleşmenin ifası bakımından güven kaybı yaşanması nedeniyle bedeli tevdi mahalline yatırıp sözleşmeyi fesih ihbarında bulunduklarını ön sözleşmenin bağlayıcı olmadığını TMK 706/1, TBK 237/2. maddeleri gereğince düzenleme şeklinde yapılmayan adi yazılı geçersiz sözleşmeye dayanarak açılan davanın reddini istemişlerdir.
Taraflar arasında adi yazılı şekilde yapılmış ön sözleşme kurulduğu çekişmesiz olup, taşınmaz mülkiyetinin devrini içermemektedir. Hukukumuzda; taşınmaz mülkiyetinin devri taahhüdünü içeren sözleşmelerin, noterlikçe düzenleme şeklinde yapılması gerektiği gibi, bunun ön sözleşmesinin de; TBK 29/2. maddesine göre ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlı olması nedeniyle, bu tip sözleşmelerin tek taraflı feshedilmesi mümkündür.
Somut olayda davalılar ön sözleşmeyi tek taraflı irade beyanıyla sözleşmeyi feshetmiş olup, bu sözleşme adi yazılı ön protokol niteliğinde olduğundan, arsa payı devri taahhüdünü de içermediğinden, tek taraflı irade beyanının karşı yana ulaşmasıyla birlikte feshedilmesi mümkündür. Davacı bu durumda varsa ancak zararını isteyebilir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 37,20 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.