Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/3408 E. 2019/422 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3408
KARAR NO : 2019/422
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davacı müvekkili şirket ile, dava dışı Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü arasında, 03.07.2008 tarihinde “… 13. Bölge HD. KM:100+000+153+000 arası toprak, tesviye, sanat yapıları ve üstyapı ikmal inşaatının yapımı” konulu sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre, Türkiye Finans Katılım Bankası’nın 450.000,00 TL bedelli ve….’a ait 155.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 605.000,00 TL tutarında iki adet teminat mektubu teslim edildiğini; davalı ile 25.10.2010 tarihli akdedilen sözleşmeye göre de, taşeron davalının, … …. 13. Bölge HD Karayolu’nun duble yol çalışmasının %80’lik kısmını bitireceğini, sözleşme gereği iş sahibi olan kendisinin de gerekli temlikleri önceden vereceğini; müvekkili davacının gerekli temlikleri, … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/13236 Esas sayılı takip dosyasından iş başlamadan verdiğini, ancak davalının işe başlamadığını; bunun üzerine davalıya, sözleşmedeki yükümlülüklerin yerine getirilmesi, aksi takdirde sözleşmenin feshedilerek dava hakkının kullanılacağının ihtar olunduğunu; buna karşılık davalının gönderdiği cevabi ihtarnamede sözleşmenin firma ile değil şahıs olarak….. ile imzalandığı, söz konusu temliklerin yapılmadığına dair cevap verdiğini, bu süreçte davalı yükümlülüklerini ifa etmediği için Karayolları tarafından sözleşmenin feshedildiğini, teminat mektuplarını gelir kaydedildiğini her iki bankanın da teminat mektubuna ipotek olarak verilen taşınmazları paraya çevirmek için harekete geçtiğini belirterek, davalının, taraflar arasındaki yazılı sözleşmeye aykırı edimleri nedeniyle, müvekkili şirketin uğradığı ve uğraması muhtemel zararın tazmin tutarının belirlenerek
fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile zarar tarihinden itibaren işletilecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili; tarafların imzaladıkları 25.10.2010 tarihli protokole göre davacının bu tarihinden sonra davalı şirkete veya temsilcisine temlikler vereceği, davalının da bu temlikleri alarak yol yapımı ile ilgili edimini ifa edeceğini, davacının protokolün imzalanmasından sonra davalı müvekkiline temlik vermediğini kabul ettiğini, verilen temliğin protokolden önceki tarihte olduğu halde, bu temliğin protokole bağlanmaya çalışıldığını, sözleşme öncesi temlikleri sözleşme içine yazılması gerektiğini, davacının bugüne kadar davalıya borcunu ödemediğini, protokolün fesih ihtarının yapıldığını ancak fesih işleminin gerçekleştirilemediğini belirterek protokole aykırı davranan davacı şirketin tüm taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava 01.11.2012 tarihinde … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış, 04.02.2013 tarihinde yetkisizlik kararı verilip temyiz etmeden kesinleşerek … Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’ne dosya gönderilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 01.03.2017 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili kararı istinaf etmiş, … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi başvurunun esastan reddine karar vermiştir. Davalı vekili bu kez temyiz başvurusunda bulunmuştur.
6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddede; bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454’üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle bir dosyada 20.07.2016 tarihinden önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi nihai bir karar verilmiş ise bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olsa bile o dosyada kesinleşinceye kadar verilecek tüm kararlar HMK hükümlerine göre istinafa tabi olmayıp doğrudan HUMK hükümlerine göre temyize tabidir. Bu nedenle daha önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi olarak görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmiş ise bu karar temyiz edilmemiş olsa bile sonrasında dosyanın gönderildiği mahkemece verilen karar dahi HUMK hükümlerine göre temyize tabi olacaktır. HMK geçici 3/2. maddedeki ilk düzenlemede “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi değiştirilerek “kararlar” ibaresi getirildiğinden bu değişiklik açıkça bu sonucu gerektirmektedir.
Somut olayda, kanun yoluna başvurulan yerel mahkemenin davanın kabulüne dair verdiği karar 01.03.2017 tarihli olup, kural olarak istinaf kanun yoluna tabi ise de, öncesinde 04.02.2013 tarihinde … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/689 Esas sırasına kayıtlı olarak açılan davada 04.02.2013 gün ve 2013/28 sayılı kararla mahkemenin davaya bakmakta yetkili olmadığı anlaşıldığından, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, dosyanın … Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeksizin 14.03.2013 tarihinde
kesinleşmiştir. Bu haliyle Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihlerinden önce ilk derece mahkemesince niteliği ne olursa olsun nihai karar verilmiş olmakla, dosyada, esas hakkında verilecek kararlara karşı kesinleşinceye kadar başvurulacak kanun yolunun istinaf değil temyiz kanun yolu olduğu anlaşıldığından, Dairemizin temyiz incelemesi yapmakla görevli ve yetkili olduğu kabul edilerek, istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği istinaf talebinin esastan reddine dair kararı yok hükmünde olup hukuki sonuç doğurmayacağından, … Bölge Adliye Mahkemesi’nin 02.05.2018 gün 2017/1121 Esas, 2018/528 Karar sayılı kararının kaldırılarak, davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı ileri sürdüğü temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 15.369,75 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.