Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/3385 E. 2019/95 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3385
KARAR NO : 2019/95
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine verilen karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar davalarında, davalı yüklenici ile aralarında 16 Mart 2001 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davalı kooperatif tarafından yapılacak binada kendilerine 2. katta … cepheli brüt 170 m2 alanlı bir daire ile yine aynı cepheli 40 m2 bir iş yeri verileceğinin kararlaştırıldığını, daire ve iş yerinin teslim tarihinin 31.05.2004 olarak belirleniğini, ancak sürenin bitimine rağmen inşaatı tamamlanmadığını, buna rağmen iş yerinin kooperatif tarafından dava dışı kişilere teslim edildiğini ve halen bu şahıslar tarafından kullanıldığını belirterek iş yerine müdahalenin önlenerek kendilerine teslimini, sözleşme gereğince verilmesi gereken daire ve iş yerinin süresinde teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybına ve eksik imalat nedeniyle oluşan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 2010/1430 Esas 2011/1536 Karar sayılı ilamı ile diğer temyiz itirazlarının reddi ile sözleşmede kararlaştırılmamış olsa dahi davalının kusuru nedeniyle inşaatta gecikme olduğu anlaşıldığından bilirkişi ek raporunda saptanan kira kaybı alacağının dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmek suretiyle hüküm altına alınması, sözleşmede davacılara
verilmesi gereken bağımsız bölümlerin numarası belli olmadığı gibi, kat irtifakı da kurulmadığından bilirkişilerden ek rapor alınarak kat irtifakına esas alınacak biçimde bağımsız bölümleri ve arsa paylarını tespit ettirip, sözleşmede kararlaştırılan davacılara ait 1 adet dükkan ile 1 adet dairenin yerinin saptanmasından sonra davacılara teslim kararı verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak davacılara ait olduğu belirtilen ve bilirkişi ek raporunda yeri açıklanan dükkan ve daireye müdahalenin önlenmesi, kira kaybı alacağı olan 37.070,00 TL ile eksik imalat bedeli olan 43.554,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/2385 Esas 2012/5467 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine yapılan bozma sonucu doğan usuli kazanılmış hak gereği, bağımsız bölüm listesi hazırlatılmadığı ve tüm bölümlere ait arsa paylarının tespit ettirilmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece ikinci bozma ilamına uyulmuş bu kez yapılan yargılama sonucunda sözleşmede belirtilen vasfıyla verilmesi kararlaştırılan 1 adet dükkan (40 m2) ve bir adet dairenin (170 m2) A ve B blokta bulunmadığı, bina girişinin sol tarafına denk gelen dükkanın davalı kooperatif tarafından Asli Müdahil …’a satıldığı, bu dükkanın davacıların dava konusu ettiği dükkan olmadığı, C blokta 45,1 m2, 40,6 m2, 40 m2 dükkanların olduğu ve sözleşme kriterine en uygun dairenin ve dükkanın C blokta bulunduğu ancak davacılara ait 5470 ada 9 parselin A ve B blokların olduğu kısma tekabül ettiği ve C blokun dava konusu olmadığı, davacılara verilmesi taahhüt edilen 170 m2 brüt alanlı dairenin projede de olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen ilk ve ikinci karardan sonra yaptırılan bilirkişi incelemelerinde alınan raporlarda, yanlar arasında düzenlenen sözleşmede kararlaştırılan bağımsız bölümlerin varlığı kabul edilerek hüküm oluşturulmuş, müdahalenin önlenmesi istemi ile ilgili gerek Dairemiz gerekse 23. Hukuk Dairesi’nce yapılan bozmalarda kat irtifakı tesis edilmediğinden kat irtifakına esas alınacak biçimde bağımsız bölüm ve arsa payları tespit ettirilerek davacılara bırakılan bir adet dükkan ve dairenin yerini saptayarak infaza elverişli karar verilmesi gereğine işaret edilmiştir. Mahkemece verilen ikinci kararda da gecikme tazminatı, eksik işlerin giderim bedeli ve müdahalenin önlenmesi isteminin kabulüne karar verilmiş, bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine diğer temyiz itirazlarının reddi ile müdahalenin önlenmesi talebi yönünden infazda tereddüt yaratmayacak biçimde bağımsız bölüm listesi düzenlettirilerek teslim kararı verilmesi gerekçesiyle bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan gecikme tazminatı ve eksik imalatın giderim bedeline ilişkin davacı arsa sahipleri yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Sözleşme konusu olup imar uygulaması sonucu 6980 ada 14 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacılara verilmesi gereken daire ve dükkanın varlığı sabit olup ebatlarının fazla olması bu şekilde sözleşmede kararlaştırılan daire ve dükkanın bulunmadığının kabulü sonucunu doğurmaz. Aksinin kabulü halinde davacı arsa sahipleri kendilerine ait bağımsız bölümlerde yapılacak inşaattan hiçbir şekilde yararlanma olanağına
sahip olamayacaklardır. Bu durumda mahkemece konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan mahallinde keşif yapılarak sözleşmeye göre davacı arsa sahiplerine bırakılan dükkan ve dairelerin tespiti ile kat irtifakına esas bağımsız bölüm numarası verilip, arsa payı da hesaplattırılmak suretiyle müdahalenin önlenmesi konusunda infazı kabil bir karar verilmesi ve davacılar yararına usuli kazanılmış oluştuğundan eksik işlerin giderim bedeli ve gecikme tazminatı ile ilgili istemin dava ve ıslah tarihleri de gözetilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davacıların mülkiyet hakkından yararlanmalarını tamamen ortadan kaldıracak şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı arsa sahipleri yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.