Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/2996 E. 2018/4422 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2996
KARAR NO : 2018/4422
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi niteliğindeki yayın sözleşmesinden kaynaklanmakta olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı vekilince temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Davacı vekili müvekkilinin sahibi olduğu … Gazetesinde, … isimli özel bir ek yaparak davalı belediyenin tanıtımını gerçekleştirdiğini, bu hizmete karşılık 29.500,00 TL’lik fatura düzenlendiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, davalı belediyenin takibe itiraz ettiğini beyan ederek %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ise, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu ancak muhasebe kayıtlarının incelenmesinde davacı lehine tahakkuk etmiş ve ödenmemiş faturaya rastlanmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuş, mahkemece mali müşavir bilirkişi marifetiyle davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi ile alınan 02.12.2014 tarihli kök rapor, 05.01.2016 tarihli ek rapor ile ve davalı yanın muhasebe kayıtlarının incelenmesi üzerine alınan 10.08.2015 tarihli rapora dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında yazılı sözleşmenin bulunduğu davacı yan tarafından ispatlanamamıştır, bu nedenle davalı belediyenin eser sözleşmesine dayanılarak sorumlu tutulması mümkün değildir. Ancak yüklenici tarafından
yapılan işin iş sahibinin yararına olması halinde işi yapan yüklenici iş bedelini eser sözleşmesi hükümlerine göre değil işin yapıldığı tarihte yürürlükte olup somut olaya uygulanması gereken vekaletsiz iş görme hükümleri gereğince talep edebilir. Vekâletsiz iş görme hükümlerine göre ise iş bedeli, uzman bilirkişiden alınacak raporla yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenir. Ayrıca 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalının icra takibine karşı yapmış olduğu itirazında haksız olması gerekmektedir. Oysaki, alacak yargılama sonucu alınan bilirkişi raporlarıyla ve serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerektiğinden de likid değildir. Bu sebeple, davalının icra takibine karşı yapmış olduğu itirazda haksız sayılamayacağından icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması da doğru olmamıştır. Mahkemece bu hususlar göz önüne alınmaksızın davanın sonuçlandırılması doğru bulunmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.