Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/2743 E. 2019/116 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2743
KARAR NO : 2019/116
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki asıl-birleşen dosya davacısı vekili ile asıl dosya davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, İİK’nın 94. maddesi gereği açılmış bulunmakta olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada sonucu, 4 ve 6 nolu bağımsız bölümler yönünden tapu kaydının iptâli ile davalı yüklenici … adına kayıt ve tesciline, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/134 Esas sayılı dosyasında, arsa sahibi … tarafından yükleniciler … ve … aleyhine dava açıldığı, 10 numaralı bağımsız bölümün yüklenici uhdesine geçmesine ilişkin şartların yerine getirilmediği kanaatine varıldığı gerekçesiyle 10 no’lu bağımsız bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiştir; birleşen dava yönünden ise asıl davada karar verildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dosya davalısı yüklenici …’e açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Hüküm asıl-birleşen dosya davacısı ve asıl dosya davalısı arsa sahibi tarafından temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili, İİK’nın 94/2. maddesi gereği, müvekkilinin alacağı nedeniyle, davalı arsa sahibi ile davalı yükleniciler … ve … arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, davalı arsa sahibi adına kayıtlı C Blok 4, 6, 10 no’lu bağımsız bölümlerin yüklenici … adına tapuya tescilini talep etmiştir. Davalı arsa sahibi vekili ise 10 no’lu dairenin eksik-ayıplı işler ve daha önce kesinleşen mahkeme kararı gereği müvekkilinin uhdesinde kalacağını, 4 ve 6 nolu daireler için dava açılmadan önce davalı yüklenici …’a her türlü tasarruf için vekâlet ile yetki verildiğini, müvekkilinin atfı kabil bir kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece 4 ve 6 nolu
bağımsız bölümlerin tapu iptâli ile davalı yüklenici … adına tesciline, 10 nolu bağımsız bölüm yönünden ise davanın reddine karar vermiştir. Birleşen davada asıl davada karar verildiğinden, karar verilmesine yer olmadığına ve davalı …’e açılan davanın reddine karar vermiştir. Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi sonucunda 23. Hukuk Dairesince 2015/5529 Esas 2016/3827 Karar sayılı ilamı ile davacının dayandığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde dava dışı … ve … olmak üzere iki yüklenici bulunduğu, yüklenicilerin de haklarına zarar gelme ihtimali söz konusu olduğundan onlara karşı da dava açılması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu, bozma kararından sonra davacı vekili tarafından davalı yükleniciler aleyhine dava açıldığı ve açılan davanın iş bu dava ile birleştirildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece 4 ve 6 nolu bağımsız bölümler yönünden tescil kararı verilmiştir. Birleştirilen dava yönünden ayrı hüküm kurulmuş ise de kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye isabet eden bağımsız bölümler için İİK 94/2’ye göre dava açıldığına göre davanın niteliği gereği ayrı hüküm kurulmaksızın, tek bir kararla sonuca varılmalıdır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı uyarınca, davalı yükleniciler … ve …’e dava açılıp birleştirildiğine göre her iki davalı yönünden de esastan hüküm kurulması gerekirken, … aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddi doğru olmamıştır. Davalının haklarını etkilediğinden, asıl dava ile davalı … aleyhine açılan davanın esastan red kararı verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan davalı arsa sahibi … 6.Noterliğinde düzenlenen 04.04.2007 tarihli 14125 no’lu vekaletname ile 4 ve 6 nolu bağımsız bölümler yönünden, dava açılmadan önce, yükleniciye vekalet vermiş olup, davalı yüklenicinin vekâletten azil edildiğine dair herhangi bir belge bulunmamaktadır. Davalı arsa sahibinin, bu iki bağımsız bölüm yönünden davaya karşı bir itirazı olmamıştır. Bu durumda yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden davalı arsa sahibinin sorumlu tutulması mümkün olmayıp, kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz olunan hükmün asıl-birleşen dosya davacısı vekili ile asıl dosya davalısı arsa sahibi yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden asıl-birleşen dosya davacısı ile asıl dosya davalısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.