Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2018/1308 E. 2018/4856 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1308
KARAR NO : 2018/4856
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat … geldi. Davalılar vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira tazminatı, fazla imalâttan kaynaklanan bedelin tahsili ve alış veriş merkezinde payına düşen bölümün adlarına tescciline ilişkin olup, mahkemece kira tazminatı ilişkisinin kısmen kabulü, diğer istemlerin reddine dair verilen hüküm, davacılar vekilince temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle kısa kararı veren hakimin dosyada mevcut bulunan 19.07.2016 tarihli yazı ekinde sunulan Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 12.07.2016 tarihli yazısı uyarınca görevinden uzaklaştırılan hakimlerin yerine görevlendirilen hakim tarafından tefhim edilen hükme uygun olarak yazılması gerektiğinden gerekçeli kararda imzası bulunan hakim tarafından gerekçedeki açıklama yeterli olmamakla birlikte dosyaya uygun gerekçe yazımının hayatın olağan akışına aykırı olup ancak kısa karar uygun gerekçe ve hüküm yazmanın heyetimizce yeterli görüldüğü, öte yandan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca sözleşmede teslim süresinin uzatılmasına ilişkin ek sözleşmede diğer arsa sahiplerinin imzası bulunmayıp vekâlet de sunulmamakla esasında sözleşmenin tadili noterde yapılmadığından geçersiz olmakla birlikte deprem mücbir sebebine dayalı olarak inşaat süresinin uzadığının ve kira tazminatının da buna göre hesaplandığının anlaşılmasına, sözleşmede 10. ve 26. maddeleri uyarınca daire ve dublekslerden dava arsa sahiplerinin fazla imalâttan kaynaklanan istemde bulunmalarının sözleşmenin serbestliği ilkesinin gereğince mümkün bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece fazla yapılan imalâtla ilgili olarak tüm istem reddedilmiştir. Sözleşmenin özel şartlar 10. maddesinde arsa üzerinde yapılacak olan blok ve kartlardan arsa sahiplerine
sadece yukarıda belirtilen daireler verilecektir, 26. maddesinde ise “yukarıda belirtilen blok ve kat sayısı dışında yapacağı eklentilerden arsa sahipleri herhangi bir hak talebinde bulunmayacaktır” yönünde kararlaştırma vardır. TMK’nın 686/2. maddesinde eklenti tanımı yapılmış olup, asıl şeye bağlı taşınır mal olduğu belirtilmiştir. Eklenti sayılmayanlar 687. maddede sayılmıştır. Davalı yüklenici tarafından yapılan AVM eklenti olmayıp esasında sözleşmede hiç bahsedilmemiştir. Bu durumda AVM’nin eklenti olarak kabulü mümkün değildir. Bu sebeple AVM ile ilgili olarak bilirkişi tarafından bedel hesaplamış ise de; ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmemesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.12.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

-K A R Ş I O Y Y A Z I S I-

Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira tazminatı ve sözleşmeye aykırı olarak fazla yapılan daire ve iş yeri nedeniyle tazminat ve iş yeri verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece kira tazminatına ilişkin istemin kısmen kabulüne, diğer istemlerin ise reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 16.09.2008 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedilmiş olup, sözleşmenin üçüncü sayfasında davacıların payına düşen arsa bedelinin karşılığı 217.460,00 TL olarak belirlenmiş olup, bu bedelin mütahitten alınmadığı bu bedele karşılık inşaat tamamlandığında 37 adet dairenin yapılacak D1 ve D2 bloklarından verilmesi kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 10. maddesi gereğince arsa üzerinde yapılacak olan blok ve katlardan arsa sahiplerinin sadece yukarıda belirtilen dairelerin verileceği hüküm altına alınmıştır. Yine sözleşmenin 26. maddesinde mütahit arsa üzerinde yukarıda belirtilen blok ve kat sayısı dışında
yapacağı eklentilerden arsa sahibinin her hangi bir hak talebinde bulunmayacağı hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 19. maddesinde kanunun gösterdiği sınırlar dairesinde taraflarca serbestçe tayin olacağı hüküm altına alınmıştır. Yine aynı Yasa’nın 20. maddesinde hükümsüz sözleşmeler düzenlenmiştir. Dava konusu sözleşme içeriği dikkate alındığında tarafların serbest iradeleriyle sözleşme içeriğini düzenleme hususunda bir engel bulunmamaktadır. Tarafların sözleşmenin bu maddelerini düzenlerken iradelerinin fesada uğratıldığına dair bir iddiaları da bulunmamaktadır. Bu haliyle bu maddeler davacılar için bağlayıcı durumdadır. Davacıların sözleşmenin bütünü birlikte derlendirildiğinde bedeli 217.460,00 TL olarak belirlenen arsa payına karşılık 37 adet daire aldıkları ve onun dışında bir taleplerinin olmayacağı anlaşılmaktadır. Her ne kadar sözleşmenin 26. maddesinde yukarıda belirtilen blok ve kat sayısı dışında yapılacak eklentilerden arsa sahiplerinin talebi olmayacağı belirtilmiş ve bloklar dışındaki alışveriş merkezinin bu kapsamda bulunup bulunmadığı tereddüt oluşturmakta ise de; sözleşmenin üçüncü sayfasında arsaya karşı belirlenen bedele ilişkin düzenleme 10. maddesi ile birlikte 26. madde değerlendirildiğinde TMK’nın 687. maddesi anlamında eklentinin düşünülmediği belirtilen bloklar dışında fazla blok ve inşaat yapılması halinde bunun müteahhide kalacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında kira bedeli dışında fazla daire ve iş yeri talebin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının da onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.