Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2017/2613 E. 2018/23 K. 15.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2613
KARAR NO : 2018/23
KARAR TARİHİ : 15.01.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Davanın açıldığı 13.03.2015 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanım başlıklı 3. maddesinin (1) sağlayıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil omak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir. Açıklanan hususlar gözetildiğinde eser sözleşmesi ilişkisinin de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle görevli mahkeme tüketici mahkemesi olup, görevli mahkemenin belirlenmesinde sözleşmenin yapıldığı tarih değil, davanın açıldığı tarih dikkate alınmalıdır.
Nitekim 6502 sayılı Kanun 07.11.2013 tarihinde kabul edilmiş ve 28.11.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yasa’nın 87. maddesi uyarınca yürürlük tarihi 28.05.2014 olup, anılan Yasa’nın geçici 1. maddesinde de, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan eldeki davaların görüleceği hükme bağlanmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. 6502 sayılı Yasa’nın 73/1. maddesi uyarınca bu kanun kapsamında sayılan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı iş sahibi (tüketici), davalı ise yüklenici (sağlayıcı) konumundadır. Bu durumda uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı gözetildiğinde tüketici mahkemesinde görülmesi zorunludur. Mahkemece dava şartı yokluğundan davanın reddi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuş, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.