Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2017/203 E. 2017/1874 K. 03.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/203
KARAR NO : 2017/1874
KARAR TARİHİ : 03.05.2017

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu ve işin tamamlanıp teslim edildiği halde iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000,00 TL alacağın yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili davacı şirketin faal olmadığını belirterek, dava tarihinde davacının dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılması istemiş ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava tarihinde davacı şirketin ticaret sicilinden kaydının silindiği ve şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 8. maddesinde düzenlenen medeni haklardan yararlanma (hâk) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Davacının gerçek kişi ise sağ olması, tüzel kişi ise tüzel kişiliğinin bulunması taraf ehliyetiyle ilgili olup 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarındandır. Dava şartlarının varlığının yargılamanın her aşamasında aranması gerekir. HMK’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir ise de; aynı maddenin ikinci cümlesinde dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davanın, dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddedilebileceği hükmü getirilmiştir.
Bilindiği üzere ticaret ortaklıklarının tüzel kişiliği, ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişinin, tüzel kişiliğinin sona ermesi durumunda taraf ehliyeti de son bulur. Somut olayda dosya içerisinde bulunan Gebze Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün
07.01.2016 tarih ve 252 sayılı belgesinden davacı şirketin ticaret sicilinden 15.07.2014 tarihinde 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edildiği anlaşılmaktadır. Davanın açıldığı tarihte davacı şirketin tüzel kişiliği bulunmamakta ise de; ticari şirketlerin ve kooperatiflerin mahkemeden ihya kararı alarak tekrar tüzel kişiliklerini kazanmaları ve bu haliyle; dava şartlarından olan taraf ve dava ehliyeti noksanlığının HMK’nın 115/2. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca giderilmesi mümkündür. Mahkemece, bu konuda davacıya kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içerisinde ihya davası açılmaması yada açılan davanın reddedilmesi halinde davanın usulden reddedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile bu konuda süre verilmeksizin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca davanın reddinden sonra terkin edilen şirket ortaklarından Yunus Vaykul’un talebi üzerine Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/877 Esas 2016/683 Karar sayılı ilamı ile TTK’nın 547/1. maddesi gereğince şirketin ihyasına karar verilmiş olup, verilen bu karar 04.11.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu durumda; taraf ve dava ehliyetinden sayılan dava açan şirketin tüzel kişiliğinin bulunması şeklindeki dava şartı noksanlığının alacak davasında verilen kararın kesinleşmesinden önce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/877 Esas 2016/683 Karar sayılı kesinleşen ilâmı ile giderildiği ve bu suretle taraf teşkili tamamlandığından mahkemece işin esasına girilerek deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.