Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2017/200 E. 2017/2094 K. 17.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/200
KARAR NO : 2017/2094
KARAR TARİHİ : 17.05.2017

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinin kaynaklanan, proje bedelinin ödenmemesi nedeniyle alacak isteminden ibaret olup, mahkemece işlemiş faizle birlikte toplam 40.898,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili suretiyle davanın kabulüne dair verilen karar dairemizin 2016/862 Esas 2214 Karar sayılı kararı ile faizin başlangıç tarihi ve mürekkep faiz yürütülmesi yönlerinden bozulmuş, bozmaya uyularak davanın yeniden kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davalı vekili müvekkili ile davalı idareye bağlı bulunan Konurören Köyü Muhtarlığı arasında 03.04.2007 tarihli sözleşme ile, 3367 sayılı Yasa uyarınca köy yerleşim planı yapılması konusunda 29.802,00 TL bedelli sözleşme imzalandığını, müvekkilinin edimini yerine getirip yapılan parselasyona göre tescil işlemlerinin tamamlanmasına rağmen, iş bedelinin peşin ödenen 2.000,00 TL’sinin dışındaki 27.802,00 TL’lik kısmının ödenmediğini, 6360 sayılı Yasa gereğince tüzel kişiliği kapatılıp davalı belediyeye devredilen köyün borçlarından sorumlu kılınan davalı tarafça sözleşme bedelinin ödenmesini istediğinde, davalının herhangi bir idari devir yapılmadığından bedelin ödenemeyeceğini bildirdiğini, Valiliğin ödemeye olur vermesi üzerine de Konya 2. İdare Mahkemesi’ne dava açıldığını, bu dava halen derdest olduğundan alacağının ödenmediğini belirterek fer’ileriyle birlikte 40.898,00 TL alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davacının alacağını süresi içinde komisyona bildirmediğini, ayrıca faiz istenemeyeceğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini savunmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak tesis olunan bu kez davanın kabulüne denilmesine rağmen 40.802,00 TL talep olunan davada tam kabule rağmen 27.802,00 TL’nin davalıdan tahsiline denilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 10.04.1992 gün 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı kararına göre kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedenini oluşturur.
Yerel mahkeme, bozmadan sonra önceki kararla bağlı olmaksızın çelişikliği kaldırmak kaydıyla vicdanı kanaatine göre karar verebileceğinden bu hususun temini için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 17.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.