Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2017/1972 E. 2019/266 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1972
KARAR NO : 2019/266
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

Mahkemesi :Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan, dava dışı doğalgaz dağıtım kurumuna ödenen doğalgaz aboneliği güvence bedelinin istirdadına ilişkindir.
Davacı taraf talebinde; davalı tarafa ait iki adet okulun doğalgaz dönüşüm ve onarım işlerini ihale ile yüklendiğini, işi bitirip teslim ettiğini, kendi yükümlülüğü olmamasına karşın davalının zorlaması ile depozito bedellerini de ödediğini, haksız olarak ödenen 86.356,67 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf savunmasında; davanın haksız olduğunu, sözleşme gereğince güvence bedelinden davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 46.015,73 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın taraflarca istinafı üzerine, istinaf mahkemesince davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile davanın tümden kabulüne ve 86.356,47 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, verilen karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında, davacıya ait…. İlköğretim Okulu doğalgaz dönüşüm ve onarım işine ait 19.02.2015 tarihli sözleşme ve… İlköğretim Okulu doğalgaz dönüşüm ve onarım işine ait 02.01.2015 tarihli
sözleşme imzalanmış olup, her iki okula ait doğalgaz güvence bedelleri olan 86.356,47 TL’nin davacı tarafından ödendiği hususunda ihtilâf bulunmayıp, ödenen güvence bedellerinden davacının sorumlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur. 19.02.2015 tarihli sözleşmenin 33.1. maddesinde, doğalgaz aboneliği ile ilgili kurumlara yapılacak ödemeler ve depozito bedelinden yüklenicinin sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. Güvence bedelinin niteliği itibariyle teminat olarak alınıp aboneye iade edilecek olması veya ilgili yönetmeklikle farklı bir hüküm bulunması, tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları sözleşme hükmünü geçersiz kılmaz. TBK’nın 26. maddesi gereğince sözleşme serbestisi söz konusu olup, aynı Yasa’nın 27. maddesinde yer alan kesin hükümsüzlük halleri dışında taraflar sözleşme içeriğini serbest iradelerine göre belirleyebilirler. Zira emredici nitelikte olmayan yasal hükümlerin aksini tarafların sebest iradeleri ile kararlaştırmaları mümkündür ve kararlaştırmışlardır. Bu hususlar dikkate alındığında 15.02.2015 tarihli sözleşme gereğince, yatırılan güvence bedelinden davacı sorumlu olduğundan bu talep yönünden davanın reddi gerekir. 02.01.2015 tarihli sözleşmede ise güvence bedelinden kimin sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Davalı tarafından ileri sürülen 18.11.2014 tarihli zeyilname isimli belgede ise davacının imzası yoktur. Taraflarca aksi kararlaştırılmadığından, güvence bedelinin niteliği ve ilgili mevzuat gereğince davalı idare sorumludur. 02.01.2015 tarihli sözleşme gereğince yatırılan güvence bedeli yönünden davanın reddi gerekir.
Bu hususlar dikkate alındığında, ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilerek hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 21.01.2019 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.