Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2017/1710 E. 2018/4989 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1710
KARAR NO : 2018/4989
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davalı şirket vekilinin yerinde bulunmayan, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı tarafça 30.000,00 TL manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre özel haller göz önünde tutularak manevi tazminata karar verilmelidir. Manevi zarar adıyla hak sahibine verilmesine karar verilecek paranın miktarı, her şeyden önce adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek tazminat zarara uğrayan da manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzeyen bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirlendiği gibi manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasında amaç edinmez, tazminatın sınırı tazminatın amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut duruma göre elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Ayrıca 22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde belirlenen ve manevi tazminata hükmedilirken nazara alınması gereken özel hal ve şartlar dikkate alınarak objektif ölçütler kullanılmak kaydı ile
manevi tazminat değerlendirilmesi yapılmalıdır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluşu, tarafların toplum içerisinde işgal ettiği yer, davalının eyleminin ağırlığının derecesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde 10.000,00 TL tazminata hükmedilmesi fahiş olmuştur. Daha uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.