YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/678
KARAR NO : 2017/2233
KARAR TARİHİ : 24.05.2017
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararları belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararın nasıl yazılacağı konusundaki şekil 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar arasında en önemlilerinden biri de kararın gerekçeli olmasıdır. Kararın açık ve gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay’ca denetlenmesi de mümkün değildir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ve bunların dayandıkları deliller, kararda tartışılıp gerekçeleri açıklandığı ölçüde karar, hukuki dinlenilme hakkına uygun olacaktır. Mahkeme kararının gerekçeli olması hususu 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtildiği gibi T.C. Anayasası’nın 141/3. maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Kararda Diger hususlar yanında, delillerin tartışılması, red ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakalarla bunlardan çıkarılacak sonuç ve hukuki sebebin gösterilmesi gerekir. Gerekçe doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukuki sebeplere düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konmalı, maddi olgularla hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır. Tarafların o dava yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı ya da haksız görüldüğünü anlayıp değrlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçesinin bulunması bu yasal ve Anayasal düzenlemeler karşısında zorunludur. Bu hükümler bir yana bırakılarak bilirkisi raporuna atıfla yetinilmesı “gorünurde gerekce” olup, yasanın aradığı gerekçeli karar sayılamaz. Kararın gerekçesiz yazılması ise başlı başına bozma nedenidir.
Bu anlatımlar ışığında somut olaya gelince; kararda iddia ve savunmalar ile bilirkişi kurulu rapor ve ek raporu özetlendikten sonra davalının savunma ve itirazlarını kabul etmeme gerekçeleri, geç teslim ve ayıba dair savunmalarının red gerekçeleri açıklanmadan, bilirkişi raporu ve ek raporunun hangi nedenlerle hükme yeterli görüldüğü izahsız bırakılarak sonuca varıldığı ve bu haliyle kararda denetime elverişli gerekçe bulunmadığından sair temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.