Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2016/5196 E. 2017/3751 K. 01.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5196
KARAR NO : 2017/3751
KARAR TARİHİ : 01.11.2017

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yürütülen icra takibine itirazın iptâli talebine ilişkindir. Davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir. Davacı vekili; davalı …’ın müvekkilinden 20.12.2013 tarihinde toplam 23.500,00 TL bedelli 1 adet asansör satın aldığını, söz konusu asansörün çalışır durumda davalıya teslim edildiğini ve halen kullanılmakta olduğunu, asansörün çalışır teslim edilmesine rağmen borcun 8.000,00 TL tutarındaki bakiyesinin ödenmesi gerekirken herhangi bir ödeme yapılmadığını, asansörün çalışır vaziyette davalıya teslim edilmesi ve tüm girişimlerin sonuçsuz kalması üzerine davalıya Nazilli 1. Noterliği’nden gönderilen 06.06.2014 tarihli ve 003489 nolu ihtarname ile bakiye borcun ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ödenmesi için süre verildiğini, verilen sürede de borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında Nazilli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/2917 sayılı dosyasıyla 8.000,00 TL asıl alacak ve 564,60 TL işlemiş faiz toplamı 8564,60 TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının 27.08.2014 tarihinde haksız yere borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, icra takibine yapılan itirazın iptâline, borçlunun 8.000,00 TL asıl alacak ve 564,60 TL işlemiş faizi ile toplam 8.564,60 TL’nin en yüksek faiz oranı ile takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili davalının ikametgahının Kuşadası ilçesinde olduğunu, yetkili mahkemenin Kuşadası mahkemeleri olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, Nazilli 2. İcra Müdürlüğü’nün takip dosyasına dayanarak Bozdoğan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde itirazın iptâli davasının açılamayacağını, davacının yetkisiz mahkemede dava açtığını, davacının taraflar arasında yapılmış olan sözleşmeye uygun olarak asansör imâl edip çalışır vaziyette teslim etmediğini, sözleşmede belirtilen işleri tamamlamadığını, yaptığı bir kısım işlerde sözleşmede belirtilen malzemelerin kullanılmadığını, asansörü kendisi masraf ederek çalışır hale getirdiğini, belirtilen nedenlerden dolayı davayı kabul etmediklerini, açılan davanın reddini, takip miktarının %20’sinden az olmayan tazminatın davacı taraftan tazmini ve tahsiline, yargılama giderlerinin
davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, açıklanan nedenlerle davanın reddine, %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Nazilli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/2917 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 8.564,60 TL alacak üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 25.08.2014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 27.08.2014 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı iş sahibi vekili cevap dilekçesinde işin esası yanında icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkili olmadığını, yetkili icra müdürlüğü ve mahkemenin Kuşadası İcra Müdürlüğü ve Mahkemesi olduğunu belirterek, yetki itirazında bulunmuştur.
Başlatılan icra takibine karşı yetki itirazında bulunulması durumunda, mahkemenin öncelikle takibin başlatıldığı icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığını incelemesi ve bu konuda bir karar vermesi zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.2002 gün 2001/13-241 Esas 2002/208 Karar, 28.03.2001 gün 2001/19-267 Esas 2001/311 Karar sayılı, 15. Hukuk Dairesi’nin 20.04.2007 gün 2007/572 Esas 2719 Karar sayılı ilâmları ve kararlılık kazanmış uygulamasına göre mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazı olmasa dahi itirazın iptâli davasına bakan mahkemenin öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli bir takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesi usulen mümkün değildir. İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi sonucunda mahkeme kendisinin de yetkili olup olmadığına belirleyecektir. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemez. O halde mahkemece icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği durumlarda öncelikle bu itiraz incelenerek sonuçlandırılmalıdır. Mahkeme tarafından da yetki itirazı değerlendirilmiş, 30.04.2015 tarihli oturumda verilen ara kararı ile yapılan yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesine dayanmaktadır. Uyuşmazlık davacı yüklenicinin eser sözleşmesi gereğince yaptığı iş bedelini alıp almadığı ve yapılan işin bedeli konusundadır. Uyuşmazlığın çözümü yargılama yapılmasını gerektirmektedir.
Genel Kural icra takibinin davalının ikametgahı icra müdürlüğünde başlatılması ve davanın da o yer mahkemesinde açılmasıdır (İİK: md 50, HMK. Md. 6). Ayrıca HMK’nın 10. maddesi uyarınca akdin icra yeri icra müdürlüğü ile mahkemesi de yetkili kabul edilmiştir. Davalı iş sahibinin yerleşim yeri adresi Aydın ili, Kuşadası ilçesindedir. Eser sözleşmesine konu asansör işi Aydın ili bozdoğan ilçesinde yapılmıştır. Bu durumda davalının ikametgahı Kuşadası ve akdin icra yeri Bozdoğan ilçesi olduğuna göre icra takibinin Nazilli İcra Müdürlüğü’nde başlatılması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin icra dosyasına yaptığı yetki itirazı süresinde ve yerinde olup, kabulü zorunludur. Yetkili icra müdürlüğünde icra takibinin başlatılmaması durumunda, mahkemenin işin esasını incelemeden, yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış icra takibi bulunmadığından itirazın iptâli davasının reddine karar vermesi gerekir.
Mahkemece yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından itirazın iptâli davasının reddine karar verilmesi yerine, yetki itirazı reddedilerek işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 01.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.