Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2016/2129 E. 2017/1389 K. 28.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2129
KARAR NO : 2017/1389
KARAR TARİHİ : 28.03.2017

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, asıl dava iş bedelinin ödenmesi için başlatılan takibe vaki itirazın iptâli, karşı dava ise ayıplı imalât nedeniyle ayıpların giderilme bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen hüküm, davalı – karşı davacı tarafından temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı – karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Asıl davada; davacı, davalı ile imzalanan 17.08.2010 tarihli taşeron sözleşmesinin davalı tarafından kötüniyetli olarak tek taraflı feshedildiğini, fesih tutanağında imzası olmadığını, yaptığı iş bedeli olan 7.434,00 TL’lik fatura ve 224,85 TL işlemiş faiz olmak üzere 7.658,85 TL’lik alacak için takip başlattığını, davalı tarafın haksız olarak takibe itiraz ettiğini, itirazın kaldırılarak takibin devamına karar verilmesini %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiş, dava dilekçesinde dava değerini 8.906,00 TL olarak göstermiştir. Davalı – karşı davacı, sözleşmedeki fiyatın m3 olmasına rağmen davacının m2 üzerinden ücret talep etmesi ve 40 günlük iş süresinde 560 metre boyunda yapılacak işin 35 günde sadece 148 metresinin yapılması nedeniyle 23.09.2010 tarihli tutanak ile sözleşmenin karşılıklı feshedildiği, bu tutanakta davacının 148 metre boyunda iş yaptığının yazılı olduğunu, davacının yaptığı işin ancak 78,44 m3 olmasına rağmen davacının 140 m3’lük iş için haksız olarak fatura düzenlediğini beyan ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, karşı davasında ise; davacı tarafın sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüklerini ayıplı olarak yapması nedeniyle yeniden yaptırmak zorunda kaldığı 6.319,43 TL’lik bedelin dava tarihinden işleyecek ticari reeskont faiziyle davacıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, takibin asıl alacak olan

7.434,00 TL üzerinden takip talebinde belirtilen diğer hususlar dairesinde devamına, 7.434,00 TL’nin %40 tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi mevcut olup; sözleşme birim fiyatla imzalanmıştır. Davacı 23.09.2010 tarihli tutanaktaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğinden, taraflar arasındaki çekişme 23.09.2010 tarihli tutanaktan kaynaklanmakta olup, esasen yapılan imalâtın miktarı çekişme konusudur. Mahkemece, 22.12.2012 tarihli celsede 23.09.2010 tarihli belgeyle ilgili olarak ve devam eden celselerde de belgenin sıhhati konusunda ara karar verilmesine rağmen ve bu ara karardan dönüldüğüne dair bir ara karar mevcut olmadığı halde, belgenin sıhhati konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır.
Bu nedenlerle mahkemece HMK’nın 219. maddesi gereğince belgenin aslının ibrazının sağlanarak imza ve yazının davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılması, bu belgedeki imza ve yazının davacı şirketin yetkilisine ait olduğu anlaşıldığı takdirde yazıda belirtilen metraja karşılık ne miktar m3 imalat yapıldığı konusunda teknik bilirkişiden rapor alınarak işin esası incelenip, davanın sonuçlandırılması gerekirken eksik inceleme ile sözleşmenin 6. maddesi gözetilmeden karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı tarafından dava dilekçesinde dava değeri 8.906,00 TL gösterilip bu miktar üzerinden harç yatırıldığına göre reddedilen miktar yönünden de vekalet ücreti ve yargılama gideri bu miktara göre hesaplanarak hüküm kurulması gerekirken davanın tam kabulüne dair verilen karar hatalı olup kararın bu yönüyle de bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı – karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı – karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.