YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2046
KARAR NO : 2017/1791
KARAR TARİHİ : 26.04.2017
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı, icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında davalı ile aralarında düzenlenen sözleşmede belirlenen malzemeleri davalıya ait kümese taktıklarını ancak bu imalatlardan kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini belirterek alacakları için yapılan icra takibine davalının itirazının iptaline karar verilmesini istemiş,davalı savunmasında davacı ile 6.500,00 TL bedelli sözleşme yapıldığını, bedel karşılığı 2 adet toplam 4.000,00 TL’lik çek vererek ödeme yaptıklarını, davacının malzemeleri taktığı günden itibaren çalışmadığını, buna rağmen hatalı malzemelerin değiştirilmediğini, ayıplı ifa nedeniyle bedel tenzili ve ödenen miktarın mahsubunun gerektiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre davacının yaptığı kurulum ile kurulum sonrası yapılması gereken elektriksel işlerde eksiklikler olduğu, bazı ekipmanların değiştirilmesi ve ayarlarının yapılmasının gerektiği, bunun için belirlenen bedelin 4.898,30 TL olduğu sonuçta davacı alacağının 1.191,32 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin bu miktar üzerinden devamına, karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının tarihsiz 6.500,00 TL bedelli sözleşmeyi dayanak göstererek takibe başladığı, taraflar arasında bundan başka 3.503,10 TL bedelli 25.05.2012 tarihli başka bir sözleşmenin daha bulunduğu, bilirkişi raporunda ise her iki sözleşme kapsamında yapılan imalatların incelenmesi suretiyle tüm imalat bedelinin 10.089,62 TL olarak belirlendiği, bu bedelden yine tüm imalâtlardaki ayıplı ve eksik imalâtlar bedeli olarak belirlenen 4.898,30 TL ile davacı tarafından tahsil edildiği kabul edilen iki çek bedeli 4.000,00 TL’nin mahsubu ile davacı alacağının 1.191,32 TL olarak hesaplandığı, mahkemecede bu miktar üzerinden davanın kabul edildiği anlaşılmaktadır.
İtirazın iptâli davası müddeabihi, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Bu davanın takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gerekir ve sonucu itibarıyla takibin devamına etkili bir davadır. Bu nedenle takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Davada her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Bunun sonucu olarak takip ve dava konusu olmayan fatura veya sözleşmenin bu davada dikkate alınamayacağı hakimin iddia ve savunmayla bağlı olduğu kuralının bir gereğidir (Emsal HGK E. 2011/19-617 K. 2011/749T. 14.12.2011 ve E. 2006/19-260 K. 2006/251 T. 03.05.2006).
Somut olayda Mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen rakam üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de bu hesaplama sırasında takibe konu edilmeyen 25.05.2012 tarihli sözleşme de dikkate alınarak hesaplama yapılmış olup bu hesap şekli, itirazın iptâli davasının az yukarıda açıklanan temel ilkesine aykırıdır. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş bilirkişilerden alınacak ek rapor ile sadece takibe konu edilen sözleşme kapsamında inceleme yapılmak suretiyle bu sözleşmenin götürü bedelli sözleşme olduğu da dikkate alınarak davacının bu sözleşme kapsamında yaptığı imalatın eksik ve kusurlar dikkate alınarak mevcut haliyle tüm imalâta oranının bulunması, bulunacak oranın tüm imalât bedeline oranlamasının yapılarak davacının hakettiği imalât bedelinin hesaplanması, bulunacak bu miktardan yine takibe konu sözleşme için yapıldığı kanıtlanan ödemelerin mahsubundan sonra davacı alacağının belirlenmesinden ibaret iken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 26.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.