Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/72 E. 2015/3593 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/72
KARAR NO : 2015/3593
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

Mahkemesi :Akseki Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :25.06.2014
Numarası :2013/4-2014/158

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı şirket vekili, davalının inşaatında ağırlıklı olarak fayans işleri yaptığını ve işi bitirip teslim etmesine rağmen iş bedelinin ödenmediğinden bahisle iş bedelinin tahsili amacıyla Akseki İcra Müdürlüğü’nün 2012/259 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini, davalı borçlu şirketin haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve %20’den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi ise, davacı ile herhangi bir sözleşme imzalamadıklarını davacının davasını senetle ispat etmek zorunda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ve %40 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Akseki İcra Müdürlüğü’nün 2012/259 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı şirket aleyhine 4.750,00 TL asıl alacak ile 1.824,78 TL işlemiş faiz olmak üzere 6.574,78 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 14.11.2012 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 15.11.2012 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece, davanın kabulüne ve asıl alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için, alacağın likit başka bir deyişle belirlenebilir olması ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Oysa ki, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu belirlenmiş olup, likit değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de düşülen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden, hükmün HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bendinde yer alan “Asıl alacağın % 40’ı olan 1.900,00 TL tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkarılmasına, “davacının koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin karar eklenmesine, kararın değişik bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 23.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.