Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/664 E. 2015/3106 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/664
KARAR NO : 2015/3106
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

Mahkemesi :Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :09.10.2014
Numarası :2014/1167-388

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat M..V.. H.. ile davalı vekili Avukat B..T.. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılar mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısım hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Yani kesinleşmiş olan bu kısımlar, o kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak teşkil eder. Bu husus 04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “Yargıtayca bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmüdür. O konunun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemenin uymuş olması, taraflardan biri lehine usuli bir müktesep hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme, ne de Yargıtay tanınması da amme intizamı düşüncesiyle kabul edilmiş bir esastır” şeklinde ifade edilmiştir. Daire’mizin 14.11.2013 tarih ve 2013/3590 Esas, 2013/5963 Karar sayılı bozma ilâmından önce mahkemece verilen kararda davacının icra inkâr tazminatı istemi reddedilmiş, taraf vekillerinin karara yönelik temyiz itirazları reddedilerek bu husus bozma dışı kalmış ve bu yönden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Ayrıca İİK’nın 67/II. maddesi gereğince itirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için, alacağın likit ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Somut olayda, alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama sonucu belirlendiğinden alacak likit ve borçlu itirazında tamamen haksız değildir. Bu sebeple ve davalı yararına doğan usuli kazanılmış hak nedeniyle koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi yerine kabulü doğru olmamıştır. Kararın bu sebeple bozulması gerekir ise de yapılan hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmının 3. fıkrasının tamamen karar metninden çıkartılarak yerine “davacının koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilen bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.