Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/620 E. 2015/4097 K. 10.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/620
KARAR NO : 2015/4097
KARAR TARİHİ : 10.07.2015

Mahkemesi :Bitlis Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :23.10.2014
Numarası :2014/118-2014/324

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı ile davalı Sağlık Bakanlığı vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemenin bozmaya uyarak vermiş olduğu karar, davalı Sağlık Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ise katılma yoluyla temyiz talebinde bulunmuştur.
1-Davacı katılma yoluyla kararı temyiz etmiş ise de, davacının temyiz dilekçesinin 23.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/1. madde gereğince uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nın 433. maddesi uyarınca tebliğ gününden başlayarak 10 gün içinde katılma yoluyla temyiz dilekçesini vermesi gerekirken bu süreyi geçirerek 06.01.2015 tarihinde temyiz harcını ödediği anlaşıldığından süresinde yapılmayan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davalının süresinde olduğu anlaşılan temyizine gelince;
a)Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
b)Davacı yüklenici davasında davalı ile aralarında imzalanan 27.10.2006 tarihli sözleşme ile Bitlis Merkez Ağız ve Diş Sağlığı İnşaatı işini üstlendiğini, yer değişikliği sebebi ile projede yer almayan imalâtlar yaptığını ancak bedelinin ödenmediğini belirterek harcı 10.000,00 TL üzerinden yatırıp KDV ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş daha sonra talebini ıslah ederek 168.088,13 TL’sine çıkartmıştır. Bozma kararından sonra ikinci kez ıslah yapılarak alınan rapora göre talep yeniden artırılmış, mahkemece son talep esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece uyulan bozma kararında: “Taraflar arasında düzenlendiği ihtilâfsız olan sözleşme eki idari şartnamenin 52.1.b maddesinde ihale bedelinin %10 fazlasına kadar imalâtın sözleşme fiyatlarıyla yaptırılacağı kabul edilmiştir. Kural olarak sözleşme dışı imalâtın iş sahibinin yararına olarak yapılmış olması halinde bedelinin BK’nın 410 ve devamı maddelerince vekâletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre ödenmesi gerekir. Somut olayda fazla imalâtın sözleşmeye dahil imalâtların %10 karşılığı kadar olan kısmının bedelinin sözleşme fiyatlarıyla ödeneceği kabul edildiğine göre bu kısmı aşan imalât bedelinin yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tüm fazla işlerin bedeli 2006 yılı Bayındırlık Birim Fiyatlarına göre hesaplanmış ayrıca bu fiyatlara 2007 yılı fiyat farkı uygulanmak suretiyle sonuca varılmış olup bu haliyle hükme esas alınması doğru olmamıştır. Kabule göre de davada talep edilen ve harçlandırılan tüm alacağın 168.088,13 TL olduğu halde talep aşılmak suretiyle toplam 198.343,99 TL üzerinden davanın kabulü de doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı Sağlık Bakanlığı yararına bozulması gerekmiştir” gerekçe ve sonucuna yer verilmiştir.
Bozma kararına uyulmakla usuli kazanılmış hak doğduğundan mahkemece ilgili taraf yararına doğan usuli kazanılmış hakka uyularak, bozma kararına uygun karar verilmesi gerekir.
Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir (HMK 176/1). Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir (HMK 176/2).
Taleple bağlılık ilkesinin düzenlendiği 26. maddeye göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK 26/1)
Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (HMK 27/1) Hukuki dinlenilme hakkı yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir (HMK 27/2).
Hükmüne uyulan bozma ilâmında sözleşme dışı imalâtın BK’nın 410. maddesi hükmü uyarınca yapıldığı tarihteki piyasa fiyatları ile hesaplanması gereğine değinildiği halde bilirkişi raporunda yine sözleşme fiyatlarıyla bedel hesaplanmış, mahkemece de bu rapora itibarla hüküm kurulmuştur. Bozma ilâmına uyulmakla ilâm gereği yerine getirilmelidir. Alınan rapor bozmaya uygun inceleme içermediğinden hükme dayanak alınamaz. Bu nedenle yapılması gereken iş; fazla imalâtın % 10’una kadar olan kısmının sözleşme fiyatlarıyla, aşan kısmın yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre hesaplanması için yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak hükme varılması gerekir.
Öte yandan bozma ilâmında da eleştiri niteliğinde değinilmesine karşın davada harçlandırılan miktar 168.088,13 TL olduğu halde, davalının bozma öncesi ıslahın gözden kaçırılmak suretiyle ikinci defa ıslah yapılamayacağı gözetilmeden ikinci ıslah talebine itibarla hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davalı vekilinin son celsede mazereti kabul edildiği halde hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek biçimde esas hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır. Belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacının süresinde olmayan katılma yoluyla temyiz talebinin reddine, davalının diğer temyiz itirazlarının 2/a bentte belirtilen nedenlerle reddine, 2/b bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.