Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/5377 E. 2015/6091 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5377
KARAR NO : 2015/6091
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Mahkemesi :Bayındır Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :17.12.2014
Numarası :2013/321-2014/414

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı şirket vekili, davalının inşaat işlerini yaptığını ve işi bitirip teslim etmesine rağmen bakiye iş bedelinin ödenmediğinden bahisle iş bedelinin tahsili amacıyla Bayındır İcra Müdürlüğü’nün 2013/847 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini, davalı borçlu belediyenin haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve %20’den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi ise, itirazlarının haklı olduğunu, takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve %20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Bayındır İcra Müdürlüğü’nün 2013/847 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı belediye aleyhine 122.649,50 TL asıl alacak ile 9.656,56 TL işlemiş faiz olmak üzere 132.306,16 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 03.10.2013 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 07.10.2013 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece, davanın kabulüne ve asıl alacağın %20’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için, alacağın likid
başka bir deyişle belirlenebilir olması ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Oysa ki, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılamada bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup, davalının işlemiş faize itirazında da haksız olmadığı anlaşıldığından koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatının reddi gerekir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmekte ise de; düşülen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden, hükmün HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmı 2. maddesinde yer alan “Kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin karardan çıkarılmasına, yerine “Davacının koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değişik bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.