Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/5160 E. 2015/6106 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5160
KARAR NO : 2015/6106
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Mahkemesi :Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :03.04.2015
Numarası :2014/496-2015/175

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesine konu işin üçüncü kişiye yaptırılması konusunda anlaşma bulunduğu halde teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiği ve teminat olarak yapılan kesintilerin iade edilmediği iddiasıyla alacak istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın açılmamış sayılmasına dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu alacak eser sözleşmesine dayalıdır. Davacı yüklenici davalı iş sahibidir. Davacı teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiği ve teminat olarak yapılan kesintilerin iade edilmediği iddiasıyla alacak isteminde bulunmuş, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davacı vekiline tebliğ yapıldığı kabul edilerek duruşmaya gelmediği oturumda dosyanın işlemden kaldırılmasına ve sonrasında da süresinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Hukuki Dinlenme Hakkı başlıklı 27. maddesinde, davanın taraflarının yargılama safahatiyle ilgili olarak bilgi sahibi olmasının sağlanması gerekliliği ile açıklama ve ispat hakkını kullanmasına imkân sağlanması zorunluluğu düzenlenmiştir. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ve İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesinde anlamını bulan ve hukuki dinlenilme hakkı da denilen bu hak, aleyhine dava açılan tarafın öncelikli olarak davadan haberdar edilmesini zorunlu kılar.
6100 sayılı HMK’nın 136. maddesinde cevap dilekçesinin davacıya tebliğ edileceği ve tebliğden itibaren süresi içinde cevaba cevap dilekçesi verebileceği, 139. maddesinde dilekçeler safhası tamamlanınca tarafların ön inceleme duruşmasına çağrılacağı düzenlenmiş bu kuralların ihlâli, adil yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanarak ortadan kaldırılması anlamına gelir.
Davacı vekilinin dosyada bildirilen adresi İstanbul’da olduğu halde, mahkemece tebliğ çıkarılan adres ise Çubuk ilçesinde bulunmaktadır. Tebliğ yapılan adresin davacı vekilinin dosyada bildirdiği adresle ilgisi olmadığı yanlışlıkla UYAP üzerindeki kayıtlara göre aynı isimdeki başka bir avukatın ismi ve adresi kaydedilerek yanlış adrese tebliğ çıkarılmış olduğu, usulüne uygun tebliğ olmadığı halde dosyanın işlemden kaldırılıp yasadaki üç aylık yenileme süresi geçtikten sonra da davanın açılmamış sayıldığı anlaşılmaktadır. Usulüne uygun olmayan tebligatlar yapılacak usul işlemlerine esas alınamayacağından, cevap dilekçesi tebliği yapılarak davacıya cevaba cevap verme hakkının tanınması, dilekçeler safhası dolduktan sonra da ön inceleme duruşma günü tebliğinin yapılması gerekirken bu hususlara uyulmadan, geçersiz tebliğ belgeleri esas alınıp ön inceleme duruşma günü tayin edilmesi ve davacı vekilinin gelmediği oturumda dosyanın işlemden kaldırılarak sonrasında da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.